bu ciddi bir şey. Bunu çok acı çeken biri yazmış. | Open Subtitles | هذا جاد ، هذا شخص يعاني قدراً كبيراً من الألم |
Emily, bu ciddi. Akıllı davranmalıyız. | Open Subtitles | إيميلي هذا جاد يجب أن نكون عمليين |
Şimdi sana bir şey söyleyeceğim. bu ciddi. | Open Subtitles | سأخبرك شيئًا هذا جاد |
Umduğunuz bir hafta sonu değil kızlar, biliyorum ama Durum ciddi | Open Subtitles | أنا أعرف أن هذه ليست عطلة الأسبوع ألتي كنت تتوقعاها يافتيات ولكن هذا جاد وخطير |
Anne! Durum ciddi! | Open Subtitles | ماما هذا جاد |
Çocuklar Bu iş ciddi. Sanırım Dok şu fanilerin yaşadığı çöküntüden yaşıyor. | Open Subtitles | أولاد، هذا جاد أعتقد أن الدكتور يعانى من موقف فشل كبير. |
- bu ciddi. - Ben de ciddiyim. Ondan hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | هذا جاد انا جاد |
Alan, bu ciddi. | Open Subtitles | (ألن)، هذا جاد.. |
- bu ciddi bir durum. | Open Subtitles | هذا جاد |
Joe, bu ciddi bir şey. | Open Subtitles | جو), هذا جاد, حسنا؟ ) |
- Tim, bu ciddi bir durum. | Open Subtitles | (هذا جاد يا (تيم |
- bu ciddi bir şey. | Open Subtitles | - هذا جاد |
Josh, bu ciddi. | Open Subtitles | جوش), هذا جاد) |
Bu iş ciddi. - Stockholm Sendromu'na yakalanabiliriz. | Open Subtitles | هذا جاد, يمكننا ان نصاب بمتلازمة ستوكهولم |
Bu ejderhalar için de zehirli demektir! Bu iş ciddi. | Open Subtitles | بما يعنى أنها سامة للتنانين هذا جاد |