Daha verimli araçlar edinmek de olsa, ya da yeni tür araba ve yeni yakıtların kullanımını başlatmak da olsa, olmamız gereken yer burası. | TED | سواء بإيجاد عربات أكثر كفاءة وبناء أنواع من الأسواق لسيارات جديدية ووقود جديد في الطرق هذا حيث يجب أن نكون |
Onları depoladıkları yer burası. | Open Subtitles | نعم، وكل واحد مِنْ أَنَّهُمْ فارغونُ. هذا حيث خَزنوهم. |
Valenin park ettiği yer burası mı? | Open Subtitles | إهرين : هل هذا حيث وخدمة صف السيارات في الساعة؟ |
Hippi bir çocuğun parti sırasında gizemli bir şekilde boğulduğu yer orasıydı işte. | Open Subtitles | هذا حيث غرق ذلك الفتى المرح في ظروف غامضة أثناء الحفل |
İşte burada aramızda küçük bir dövüş, | Open Subtitles | هذا حيث يوجد عراك بسيط دائر بيننا، |
Orada hiç birşey yok, valla. Kuzey. Gitmek isteyeceğiniz yer orası. | Open Subtitles | لا يوجد شئ هناك أوعدك شمال هذا حيث تريد الذهاب |
- Orası küçük Kubbe'yi bulduğumuz yer. - oraya gitmemiz lazım. | Open Subtitles | ـ هذا حيث وجدنا القبة المصغرة ـ علينا أن نذهب هناك |
Burası benim için her şeyin başladığı yer... bitişi de burada olacak. | Open Subtitles | هذا حيث بَدأَ لي. هذا حيث يَنتهي. |
İşlerin yoluna gireceğini söyleyeceğin yer burası, değil mi? | Open Subtitles | أليس هذا حيث تُخبريني كل شيء سيكون بخير؟ |
Gezginlerin hızlı para kazanmak için geldikleri yer burası mı? | Open Subtitles | هذا حيث السوّاح الجوّالونُ قادمين من أجل النقدِ السريعِ؟ |
Komançero'ları bulacağımız yer burası mı? | Open Subtitles | هل هذا حيث سنعثر على كومانتشيروس؟ |
Dans yerine geldiğimiz yer burası mı? | Open Subtitles | هذا حيث نحن سنذهب بدلا من الرقص؟ |
Mükemmel. İlk gideceğimiz yer burası. | Open Subtitles | هذا مثاليُ هذا حيث سنْذهبُ أولاً |
Ama ayrıldığımız yer burası. | Open Subtitles | لكن هذا حيث أننا نختلف, كما ترين |
Senin ait olduğun yer burası, işte. | Open Subtitles | هذا حيث تَعُودُ. هنا. |
Yani bulunduğu yer burası. | Open Subtitles | اذن هذا حيث يَعُودُ. |
Bu kelimeleri duyduğum ilk yer orasıydı. | Open Subtitles | و هذا حيث سمعت هذه الكلمه لأول مره |
Uyuduğum yer orasıydı ama sana yapmadı. | Open Subtitles | هذا حيث انام انا لكن ليس انت |
Olmak istediği yer orasıydı. | Open Subtitles | هذا حيث أرادت أن تكون |
İşte burada işler garipleşiyor. | TED | هذا حيث -- أصبح الأمر غريباً. |
İşte burada sen devreye giriyorsun, arkadaşım. | Open Subtitles | و هذا حيث أتيت يا صديقي |
Sona nasıl ulaşırsan ulaş aradığını bulacağın yer orası. | Open Subtitles | بكل الاحتمالات الممكنة، هذا حيث ستجد كل ما تسعى إليه |
Sizce bizi oraya mı götürüyor? | Open Subtitles | أتعتقد أن هذا حيث يأخذنا هو ؟ أتعتقد أن هذا هو الميناء ؟ |
Jess de baş nedime, ve ben de şahsen, Burası benim coştuğum kısım. | Open Subtitles | "جيس" وصيفة الشرف . وأنا نفسي شخصياً , هذا حيث أنفصل |