"هذا سبب وجودي" - Translation from Arabic to Turkish

    • o yüzden
        
    • bu yüzden buradayım
        
    • Bunun için buradayım
        
    Biliyorum çünkü Halen seni hissedebiliyorum. o yüzden o gece ben de ordaydım. Open Subtitles أنا أعلم، لأني لازلت اشعر بك و هذا سبب وجودي هناك بالأمس
    Burada olmamın nedeni o değil, o yüzden gidebilirsin. Open Subtitles نعم.حسناً ، ليس هذا سبب وجودي هنا لذا تستطيع الذهاب ؟
    o yüzden seni görmek için bizzat geldim. o yüzden sana tanesi 18 dolardan içki ısmarlıyorum. Open Subtitles هذا سبب وجودي هنا لمحاولة إقناعك بالقبول
    - bu yüzden buradayım. Harika. Bir araba koltuğu ayarlayayım. Open Subtitles هذا سبب وجودي هنا - رائع سأخرج كرسي السيارة -
    İşte bu yüzden buradayım. Bunu göstermek için. Open Subtitles هذا سبب وجودي هنا,أتريدني أن أشير إليه لتراه
    Yetki vermekten korkma. Ben, Bunun için buradayım. Open Subtitles ولا تخش التفويض، هذا سبب وجودي هنا
    Bunun için buradayım... Open Subtitles هذا سبب وجودي..
    Çok saçmalar ama o yüzden gelmedim. Open Subtitles انهم مثيرين للسخرية، لكن لا، ليس هذا سبب وجودي هنا
    Hayır. Bunun sözünü veremem, Joel, çünkü o yüzden buradayım. Open Subtitles كلا، لا استطيع ان اعدك بهذا، جول لأن هذا سبب وجودي هنا
    Geçen gün suya girdiğini gördüğümde o yüzden buradaydım. Open Subtitles عندما رأيتك في الماء ذلك اليوم كان هذا سبب وجودي هنا
    Oğlunuzun durumu iyi değil. o yüzden geldim. Open Subtitles ابنك ليس بخير و هذا سبب وجودي هنا
    Ben de o yüzden buradayım, değil mi? Open Subtitles حسناً هذا سبب وجودي هنـا ، أليس كذلك؟
    Çanta için geldim buraya! Sen de o yüzden geldin dostum. Open Subtitles هذا سبب وجودي هنا، لهذا السبب هو هُنا
    Sanırım bu yüzden buradayım. Open Subtitles لكن أعتقد أن هذا سبب وجودي هنا في المقام الأول
    Bunu fark ettim. bu yüzden buradayım. Kusura bakmayın ama, yaşlı bir adamı kandırmanızı istemiyorum. Open Subtitles أنا ألاحظ هذا, و هذا سبب وجودي كي لا تستغل رجلاً عجوزاً مع كل إحترامي
    Baba, ver. Yardım edeyim, bu yüzden buradayım. Open Subtitles أبي، سأفعلها أنا دعني أساعدك، هذا سبب وجودي هُنا.
    "Ben de bu yüzden buradayım." diyor. "Çünkü senin bir şey yapmadığını biliyorum." Open Subtitles هذا سبب وجودي هنا لمساعدتك لأنني أعلم أنك لم تفعل شيئا
    Sonuçta, Bunun için buradayım. Open Subtitles هذا سبب وجودي الأساسي
    Sorun olmazsın, Hank. Aslında, bende Bunun için buradayım. Open Subtitles لن أنزعج يا (هانك) في الواقع، هذا سبب وجودي هنا
    Bunun için buradayım. Open Subtitles هذا سبب وجودي هنا
    Ben Bunun için buradayım. Neye ihtiyacın var? Open Subtitles هذا سبب وجودي هنا، ما تريدين؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more