Bu senin işin. Çocuk kütüphanesindeki bir kukla oyunu değil. | Open Subtitles | هذا عملك و ليس عرضٌ ما للدمى في مكتبة أطفال |
O zaman sen kendin ilgilen. Bu senin işin, değil mi? | Open Subtitles | حلّ المسألة بنفسك إذن هذا عملك أليس كذلك؟ |
Bilemem, Carter. Bu senin işin olsa gerek. | Open Subtitles | لا اعرف يا كارتر من المفروض ان يكون هذا عملك |
- Ama Senin işin bu değil. Çok fazla eğleniyorsun. | Open Subtitles | حتّى لو كان هذا عملك فأنت تستمتع به أكثر من اللازم |
Başbakan'ın Özel Kalemisin... Senin işin bu. | Open Subtitles | سكرتير خاص لرئيس الوزراء هذا عملك |
Onları kontrol etmenin bir yolunu bulmalısınız. Ne de olsa Bu sizin işiniz. | Open Subtitles | حسناً، يجب أن تجدي طريقة للتحكم بهم هذا عملك على أي حال |
Anlıyorum... Bu senin işin değil, tamam mı? Evet, aynen... | Open Subtitles | "هنري" أنا أفهم هذا هذا عملك ، نعم بالضبط |
Eğer Bu senin işin ise Tanrım, yardım et lütfen. | Open Subtitles | ،إذا كان هذا عملك يا رب ...من فضلك ساعدني |
"Çünkü Bu senin işin" insanlara yardım etmek | Open Subtitles | لأن هذا عملك .. مساعدة الناس ؟ |
Bu senin işin, değil mi? | Open Subtitles | هذا عملك ، أليس كذلك؟ |
Bu senin işin, değil mi? | Open Subtitles | هذا عملك ، أليس كذلك؟ |
Umursamak zorunda değilim. Bu senin işin. | Open Subtitles | هيه ليس علي أن أكترث هذا عملك |
Hayır, Bu senin işin öyle değil mi? | Open Subtitles | هذا عملك سيسيليا |
Bu senin işin. Hakkımda hemen karara varma. | Open Subtitles | هذا عملك لا تحكمي علي |
Bu senin işin. | Open Subtitles | هذا عملك ايها اللعين |
Bunun senin için önemli biliyorum ama Senin işin bu. | Open Subtitles | أعلم أنها مهمة لك لكن ، هذا عملك |
Ne de olsa, Senin işin bu. | Open Subtitles | هذا عملك بعد كل شئ |
Sen benim annemsin. Senin işin bu. | Open Subtitles | أنت أمي هذا عملك |
- İş mi? Bekle, Senin işin bu değil mi? | Open Subtitles | عمل , اليس هذا عملك ؟ |
Bu sizin işiniz değil mi, hanımefendi? | Open Subtitles | أليس هذا عملك يا سيدة؟ |
Bu sizin işiniz. | Open Subtitles | هذا عملك أنت ؟ |