Düşünebildiğim tek şey bu. | Open Subtitles | هذا هو الشئ الوحيد الذي أستطيع التفكير فيه |
Tüm bu olanlardan sonra hatırladığın, tek şey bu olsun. | Open Subtitles | .. هذا هو الشئ الوحيد الذي ستذكرينه تعرفين . عندما تجتازين كل شئ |
Dünyada onu üzen tek şey bu olur. | Open Subtitles | ربما هذا هو الشئ الوحيد الذي سيؤلمه"كريج" |
Öyle işte. Bulabildiğim tek iş bu. | Open Subtitles | لا أدري كان هذا هو الشئ الوحيد الذي إستطعت أن أحصل عليه |
Hayatta ihtiyacım olan tek şey oydu. Havada asılı duran manyetik bir yatak. | Open Subtitles | هذا هو الشئ الوحيد الذي ينقص حياتي فراش مغناطيسي عائم |
"İstediğim tek şey bu." Kadın da, "Tabiî, hemen." dedi. | Open Subtitles | قد أنقذت أبنك، هذا هو الشئ الوحيد الذى أطلبه "فأجابته بـ "حسناً، لك ما تريد |
Bunu söylememeliyim, biliyorum ama Hitler'in kesinlikle haklı olduğunu düşündüğüm tek şey bu. | Open Subtitles | اعلم انه ما ينبغى على ان اقول ذلك , ولكن... هذا هو الشئ الوحيد , على ما ظننت ... الذى كان هتلر مصيبا فيه تماما |
Yarbay'ın bir terfi için ne gerekiyorsa yapcağı doğru ama yaptığı tek şey bu olsa onun liderliğini izlemezdik. | Open Subtitles | هذا صحيح الرائد سيفعل اي شئ ليحصل على ... ترقيه لكننا لم نكن لنتبعه اذا كان هذا هو الشئ الوحيد الذي فعله |
# Bolca sahip olduğum tek şey bu, bebeğim. # | Open Subtitles | # هذا هو الشئ الوحيد الذي لدي الكثير منه , حبيبي |
Bana mantıklı gelen tek şey bu. | Open Subtitles | أعنى, أن هذا هو الشئ الوحيد ذو معنى لى |
Önemli olan tek şey bu. | Open Subtitles | هذا هو الشئ الوحيد الهام |
İyi olduğum tek iş bu. | Open Subtitles | هذا هو الشئ الوحيد الذى أجيد فيه . |
Anlayacağınız, sahip olduğum tek şey oydu. | Open Subtitles | وكان هذا هو الشئ الوحيد الذي امتلكتُه أخي |