Bunu nasıl söylerim bilmiyorum ama bu sanki Annemi yeniden bulmak gibi. | Open Subtitles | أنا لا أعرف حقاً كيف أقول هذا ولكنه أشبه قليلاً بعودة أمي |
Seni indirdiğim anda, nasıl oldu bilmiyorum ama onu taksimde buldum. | Open Subtitles | انا لا اعرف كيف حدث هذا ولكنه كان معي في التكسي |
Herkes böyle diyor ama vurulduktan sonra saatlerce hayatta kalmış. | Open Subtitles | الجميع يكرر قول هذا ولكنه عاش 4 ساعات بعدما أصيب |
Olsun istemem, elbette, ama bunlar hepinizin başına gelebilir. | Open Subtitles | لا أرغب بالطبع فى حدوث هذا ولكنه يمكن أن يحدث لك وللآخرين |
Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama bazen gaza gelirdi. | Open Subtitles | لا أعرف كيف أقول هذا ولكنه فجأة أصبح هائجًا |
Buraya geldiklerinde vakit geçmiş olur. Dinleyin, yaptıklarınızı takdir ediyorum ama buradan ayrılmam gibi bir şey söz konusu değil. | Open Subtitles | سيكون فات الأوان عندما يحضروا الى هنا انظروا, أقدّر لكم هذا ولكنه لن يحدث |
Ben de var sanıyordum, ama yok. Bu onların davası, onların oyunu. Bize göre bir şey yok burada. | Open Subtitles | كنت اعتقد هذا ولكنه لعبتهم ولا شيء لنقوم به نحن |
Seni bıraktığımda, nasıI olduğunu bilmiyorum ama. taksime bindi. | Open Subtitles | انا لا اعرف كيف حدث هذا ولكنه كان معي في التكسي |
Bunu duymak güzel ama biraz geç kaldın. | Open Subtitles | حسناً , من الجيد سماع هذا ولكنه متأخر جداً |
Onu uzak tutmak için kapan kurdum, ama her defasında geri geldi! | Open Subtitles | حاولت إعطائهم هذا ولكنه كان يصر على ذالك |
Daha sık gelmeliydi ama parası yoktu. Sinirli bir tipti. | Open Subtitles | قد يكون اكثر من هذا ,ولكنه لايتحمل النفقات , كان من النوع العصبى. |
Bu konuyla alakalı bir problemi yoktu ama benden New York'ta yaşamamı ve aile şirketinde çalışmamı istedi. | Open Subtitles | لم تكن لديه اي مشكلة بشأن هذا ولكنه ارادني ان اعيش في نيويورك واعمل في عمل العائلة |
Çekmecedeki en keskin bıçak değildir, ama her zaman getir götür işini yapmıştır. | Open Subtitles | إنه ليس الأمهر في هذا ولكنه دائماً ما كان يقوم بالعمل جيداً |
Bak, çok güzel bir şey değil belki ama... - ... gerekli bu, tamam mı? | Open Subtitles | انظر ، انه ليس من المفرح فعل هذا ولكنه ضروري |
Bu şeyler konuşamıyorlar ama sert ve soğuk kışa rağmen yine de hayatta kalmayı başarıyorlar. | Open Subtitles | لا يجب أن تقولي هذا ولكنه بإستطاعته البقاء على قيد الحياة القاسية وبرد الشتاء ويواصل العيش هكذا |
Belki de duymak istemiyorsun ama o muhteşem biri. | Open Subtitles | ، أعرف أنك لا تريدين سماع هذا . ولكنه مذهل |
Bunun dışında herhangi bir şey söylemek istemiştim, ama aklımda bu vardı. | Open Subtitles | كنت اريد ان اقول اي شي , ماعدا هذا ولكنه كان في راسي |
Neal, bunu yapamayacağı konusunda uyardı ama o yapmaya devam etti. | Open Subtitles | نيل حذره انه لا يمكنه فعل هذا ولكنه ظل يفعله |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama haksız sayılmaz. | Open Subtitles | في الحقيقة إنه يحزنني لقول هذا ولكنه يقول الحقيقة |
Peki. Kimse artık bunu söyleyip öyle de yapmıyor ama harika. | Open Subtitles | حسناً لا أحد يقول أو يفعل هذا ولكنه أمر رائع |