"هذه الأزمة" - Translation from Arabic to Turkish

    • bu kriz
        
    • bu krizin
        
    • bu krizde
        
    • bu krizi
        
    • Krizi en
        
    • bu krizle
        
    • bu krizden
        
    • çözülmesini mi
        
    • bu sorunu ortadan
        
    • bu krize
        
    GP: Yani, bu kriz süresince meydana gelen şeylerin en kötüsü de suçlama oyununa başlamamızdı. TED أعتقد أن واحدة من أسوأ الأشياء التي حدثت خلال هذه الأزمة هو أننا بدأنا لعبة اللوم
    Gerçekten bir kriz olsaydı ve bu kriz bizim salınımlarımızdan dolayı gerçekleşseydi, bazı ipuçları görürdük değil mi? TED فإن كان هناك من أزمةٍ حقّاً، وكانت هذه الأزمة نتيجة للانبعاثات التي نصدرها، لرأيت بعض الإشارات على الأقل.
    Bence yaşanan bu kriz insanlığa bizi dinlemeleri, yerli halkı ve mücadelelerini desteklemeleri gerektiğini öğretiyor. TED أظن أن هذه الأزمة تُعلِّم البشرية بأن الآن يجب عليكم الاستماع لنا ودعم السكان الأصليين مباشرة، لدعم مبادراتهم مباشرة.
    Sizinle küresel mülteci krizi hakkında konuşacağım ve amacım size bu krizin çözümlenemez değil, yönetilebilir olduğunu ve size bu konunun ön saflardaki mülteciler kadar bizler ve kim olduğumuz hakkında da bir dava olduğunu anlatacağım. TED سأتحدث إليكم عن أزمة اللاجئين العالمية وهدفي أن أريكم أن هذه الأزمة قابلة للإدارة وأنها ليست بلا حل، لكن أيضًا أن أريكم أن هذا الأمر يعنينا نحن ومن نكون كما يعني ذلك امتحاناً لللاجئين على الحدود.
    Onun ve bu krizde hayatını kaybeden diğer masum hayatlar için, halkımla beraber yas tutuyorum. Open Subtitles أنا أضم صوتي للشعب الأمريكي في الحداد عليه وعلى كل روحٍ بريئة قضت نحبها أثناء هذه الأزمة
    Buraya gelip bu krizi bana baskı yapmak için kullanabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Open Subtitles أتظنين أنه بأمكانك التهور هنا و أستغلال هذه الأزمة لجعلي أتدخل بقوة؟
    Ama bu kriz çözümlenmezse ve korumamız altındaki bir ülke tehdit edilirse, çıkarlarımızı savunmaktan başka çaremiz kalmaz. Open Subtitles بالضبط لكن إن لم تحل هذه الأزمة قريبا والبلاد التى تحت حمايتنا
    - Restoranınızla gurur duymanızı anlıyorum ama bu kriz ortamında, bunu biraz düşünmelisiniz. Open Subtitles أنني أتفهم ذلك فأنت فخوراً بالمطعم، ولكن مع هذه الأزمة يجب أن تفكر ملياً.
    Uğraştınız bu kriz bitince, istediğiniz bahaneyle, istifanızı verebilirsiniz. Open Subtitles لكن بمجرد مرور هذه الأزمة التى تتعامل معها يمكنك أن تستقيل بأى سبب تريده لحفظ ماء الوجه
    bu kriz boyunca bizi yönetebilecek kabiliyette olduğundan endişeliyim. Open Subtitles أنا قلق بشأن قدرته على قيادتنا خلال هذه الأزمة
    Bayanlar ve Baylar, yaşanan bu kriz benzersiz. Open Subtitles لكن أيها السيدات والسادة، هذه الأزمة فريدة من نوعها
    bu kriz boyunca, bizzat seninle muhatap olmak istiyorum. Open Subtitles أريد التعامل معك مباشرةً يا سيدى طوال مدة هذه الأزمة
    Gayet iyi biliyorsunuz ki; bu kriz patlak verdiğinden bu yana sizinle iş birliği içindeydik. Open Subtitles أنت تعلم تماماً أننا تعاونا معكم منذ بدأ هذه الأزمة
    Ve bu kriz için de kendini suçladın ki bunu engellemek için mümkün olan her şeyi yaptığı halde. Open Subtitles ولُمتَ نفسك على هذه الأزمة رغم أنك فعلت ما بوسعك لتجنّبها
    Belirtmek gerekir ki, sıradan bireyler ve şirketler bu krizin sorumlusudur. Open Subtitles لست بحاجة أن أقول أنهم ذات الأفراد والمؤسسات التى خلقت هذه الأزمة
    bu krizin aşılmasında ne kadar becerikli olduğunuzu da kanıtladınız. Open Subtitles وأثبتِّ أنكِ داهية للغاية في كافة أنحاء هذه الأزمة
    Ama sen, Kardinal bu krizde bizim destekçimiz olacaksın. Open Subtitles لكنك يا كاردينال ستكون دعمنا في هذه الأزمة
    Ya da bu krizi bir fırsata çevirebiliriz. Yerli halkı destekleyerek ve güçlendirerek yağmur ormanlarını ve kültürünü kurtarabiliriz. TED أو تُحَوّلوا هذه الأزمة لفرصة لصالح السكان الأصليين، لدعم السكان الأصليين وإنقاذ الغابات الاستوائية وثقافتها.
    Küresel Doğurganlık Krizi en temel hedeflerimizi mahvetti. Open Subtitles هذه الأزمة العالمية وهي "التخصيب" دمرت جميعاً أحلامنا
    Biz TEDcilerin bu krizle ilgili ne yapacağını görmek için sabırsızlanıyorum. TED لا أستطيع الصبر لأرى ما سنفعله بخصوص هذه الأزمة.
    Şu anda bu krizden kurtulmak için tek yol bu. Open Subtitles هذا هو طريقنا الوحيد للخروج من هذه الأزمة
    Kennedy, kendi savunma uzmanlarının bu sorunu ortadan kaldıracağına dair söz verdi. Open Subtitles التي أدعى أن أيزنهاور تركها تتفاقم وعد كنيدي أن خبراء الدفاع خاصته سيسون هذه الأزمة
    CA: Krizdeki dünyadan bahsediyorsun, ki bu kesinlikle doğru ve yaşamının tamamını bu krize gömülmüş olarak yaşayanlarımız -- Demek istediğim, hepimiz sinir krizinin eşiğindeyiz. TED كريستيان: حسناً، أنت تتحدث عن عالم يمر بأزمة، وهو مايظهر جلياً أمامنا. وأولئك الذين منا يقضون حياتهم كلها منغمسين فى هذه الأزمة ـ ـ فجميعنا أصبحنا على حافة الإنهيار العصبي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more