bu soruları cevaplayabilmek için yaptığımız çalışmalardan üç tane örnek göstermek istiyorum. | TED | سأعرض عليكم ثلاثة أمثلة للعمل الذي نقوم به للإجابة عن هذه الأسئلة. |
Neden ailem ve işimiz hakkındaki bu soruları soruyorsunuz anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم سبب طرحك كل هذه الأسئلة عن عائلتي وعملنا |
bu soruları yanıtını bulmak için bir araştırma yürüttük. | TED | لكي نبدأ في الإجابة عن هذه الأسئلة ، لقد قمنا بدراسة بحثية. |
bu soruların altını çizerek, obezite ile insülin direnci arasındaki gerçek ilişkiyi anlamak için neredeyse manyakça bir saplantıya girmiştim. | TED | وخلف هذه الأسئلة ، أصبحت مهووس بشكل جنوني بمحاولة فهم العلاقة الحقيقية بين السمنة ومقاومة الإنسولين. |
bu sorular beni ve ekibimi duygularımızı okuyup cevap verecek teknolojiler yaratmaya götürdü ve başlangıç noktamız insan yüzüydü. | TED | وقد قادتني هذه الأسئلة وفريقي إلى ابتكار تقنية قادرة على قراءة مشاعرنا والتفاعل معها، وكانت نقطة انطلاقنا من الوجه. |
Organizasyonlarımızın, şirketlerimizin, toplumlarımızın geleceği, sizin bu sorulara cevabınıza bağlı. | TED | فمستقبل منظماتنا، وشركاتنا ومجتمعاتنا متوقف على إجابتكم على هذه الأسئلة. |
bu soruları bir an önce yanıt bulmamız gerekiyor, çünkü alacakaranlık bölgesi tehdit altında. | TED | علينا أن نجيب على هذه الأسئلة وأن نجيب عليها بسرعة، لأن منطقة الغسق في خطر. |
Dr. Arthur Aron ilk olarak 1997'de bu soruları buradaki bu çalışmada kaleme almış ve burada araştırmacıların amacı romantik aşk üretmek değilmiş. | TED | أول كتابة للدكتور آرثر حول هذه الأسئلة لهذه الدراسة كانت في سنة 1997، وهنا لم يكن هدف الباحثين خلق حب رومانسي. |
Ve ilginç olanı da, bu soruları cevaplayanlar sadece merkezdekiler olmuyor. | TED | وما يثير الاهتمام هو، إن المقرات ليست فقط هي الوحيدة التي تجيب على هذه الأسئلة. |
bu soruları, birkaç nesillik mücadele vasıtasıyla soruyorum. | TED | لذلك، فإنني أطرحُ هذه الأسئلة بالنيابة عن عدة أجيال من الكفاح، |
bu soruları size soruyor olmak bile beni biraz rahatsız ediyor. | TED | لاحظوا، إنه من غير المريح قليلاً بالنسبة لي حتى أن أسألكم هذه الأسئلة. |
bu soruları yanıtladım ve müşterilerin benimle çalışırken elde ettiği faydayı belirledim, onların bu işten kazancını hesapladım, bulduğum şey ücretimi iki katına çıkarmam gerektiğiydi. İki katına. | TED | أجبتُ على هذه الأسئلة ثم حدّدت القيمة التي يحصلُ عليها عملائي نتيجة العمل معي، حسبت عائد استثماراتهم، وما وجدته هو أنني بحاجة لأن أضاعف تسعيرتي، أن أضاعفه. |
bu soruları irdelemek için Londra'da bir apartman dairesinde 2050'ye ait bir oda inşa ediyoruz. | TED | لنتحرّى هذه الأسئلة جيداً، بدأنا ببناء هذه الغرفة في شقة في لندن عام 2050. |
Bugün sizinle bu soruların üç tanesini paylaşmak istiyorum. | TED | أريد أن أشارككم بثلاثة من هذه الأسئلة معكم اليوم. |
Şimdi malesef, bugün bu soruların yalnızca bir tanesini cevaplayacağım, bu yüzden lütfen hayal kırıklığınızı belli etmeyin. | TED | لسوء الحظ، لن أجيب اليوم إلا على سؤالٍ واحدٍ من هذه الأسئلة لذا فضلًا حاولوا أن تحتووا إحباطكم. |
Şimdilik bu soruların cevabını kimse bilmiyor. | TED | في الوقت الحالي لا أحد يملك الإجابات عن هذه الأسئلة. |
Acımasız bir vahşetle yitirdiğimiz birinin ardından bu sorular daha yüksek sesle sorulur. | Open Subtitles | هذه الأسئلة ترنّ حتى الآن عندما تفقد شخصاً بسبب أعمال العنف الغير إنسانية. |
Şimdi teoride bütün bu sorular görüntüler sayesinde cevaplanabilir, ama tabii eski değillerse. | TED | ، من الناحية النظرية، كل هذه الأسئلة يمكن أن يجاب عنها بالصور، لكن ليس إذا كانت قديمة |
İnsanlık tarihinin büyük bir çoğunluğunda, mantık ve kurgu çerçevesinde bu sorulara cevap arandı. | TED | على مرّ معظم تاريخ البشرية، تمَّ تناول هذه الأسئلة باستخدام المنطق والتخمين. |
Ve sizden şu soru ile ayrılmak istiyorum: Eğer her gün tüm gezegenin görüntülerine erişiminiz olsaydı, bu veri ile ne yapardınız? | TED | الأرض وأرغب في ترككم مع هذه الأسئلة: إن كان بإمكانكم الوصول لصور الأرض كل يوم ما الذي ستفعلونه بهذه البيانات؟ |
Anlaşmazlık korkusu yüzünden, bu sorulardan kaçıyoruz. | TED | جراء الخوف من الاختلاف، نحن نهرب من هذه الأسئلة. |
Olay anında bütün Bunları üretmek istemezsiniz. | TED | لست مضطراً للتفكير فى كل هذه الأسئلة فى الحال |