"هذه البلدان" - Translation from Arabic to Turkish

    • bu ülkeler
        
    • bu ülkelerin
        
    • bu ülkelerden
        
    • ülkelere
        
    Çoğu kişinin düşündüğünün tersine bu ülkeler durağan değiller. TED ويعتقد الكثيرون أن هذه البلدان فاترة، ولكنها ليست كذلك.
    Alarm yükseltildi ve kısa süre sonra bu ülkeler yardım almak bir yana aşırı derecede izole edildiklerini gördüler. TED تصاعد التنبيه، و قريبًا وجدت هذه البلدان عدم تلقيها الدعم المطلوب، بل معزولة بشكل متزايد.
    Yani sanki bu ülkeler bu yöne doğru gitmiyor gibiler. TED لذلك لا يبدو أن هذه البلدان سوف تستمر هكذا.
    Yani bu ülkelerin, bir sonraki parçalanma dalgası konusunda, ister ekolojik olsun, ister teknolojik, bir şeyler yapmak için daha fazla cesareti olduğunu düşünüyorum. TED لذا اعتقد ان هذه البلدان لديها حافز أكبر لعمل شيء عن الموجة التالية من الأضطرابات، سواء كانت بيئية او حتى تكنولوجية.
    Toplum sağlığı profesörü olarak bu ülkelerin bu kadar hızlı büyüdüklerini görmek garip değil. TED بالنسبة لي, كأستاذ صحة عامة, لم أتفاجأ ان كل هذه البلدان استطاعت ان تنمو بهذه السرعة
    bu ülkelerin hepsi Batıya milyarlarca dolar borçlu. Open Subtitles حسنا، كل هذه البلدان شيل، جميعهم مدينون بمليارات من الدولارات للغرب
    bu ülkelerden ve diğer ülkelerden askeri birliklerin gelerek hastalığa yakalananların karantinaya alınacağı Ebola tedavi merkezlerinin inşasına yardıma ettiğini gördük. TED شاهدنا العساكر من هذه البلدان و أخرى أبعد منها آتين ليساعدوا في بناء مراكز معالجة الإيبولا التي ستستخدم لعزل أولئك الذين كانوا مرضى.
    Ama çok emin olmadan önce diğer ülkelere de bakmakta ve bu organizmanın her zaman daha zararsız hale evrimleşmediğine emin olmakta fayda var. TED و لكن قبل أن نصبح واثقين جداً, من الأفضل أن ننظر الى بعض هذه البلدان, و نتأكد أن هذا الميكروب لا يصبح أخف وطأة فقط
    Çok az doktor var ve açıkçası, bu ülkeler bu çeşit salgınlarla başa çıkabilecek kaynaklara da sahip değiller. TED هناك القليل جداً من الأطباء وبكل صراحة، هذه البلدان ليس لديها الموارد المطلوبة للتعامل مع مثل هذه الأوبئة.
    bu ülkeler kadın başına altı çocuk oranına sahipler. TED هذه البلدان لديها ستة أطفال لكل امرأة.
    Aslında bu ülkeler için neyin gerekli olduğunu biliyoruz. TED نعرف جيداً ما هو مطلوب في هذه البلدان.
    bu ülkeler az önce size gösterdiğim stratejileri aldılar; toplumsal katılım, vaka tespiti ve temas takibi, vs., kendilerine göre uyguladılar. TED أخذت هذه البلدان هذه الإستراتيجيات التي أريتكم إياها, إشراك المجتمع، إكتشاف الحالات، تقصي المخالطين، الخ.، ثم انقلبوا على رؤوسهم.
    Fakat bu ülkeler Lagos'un banliyöleri. TED ولكن هذه البلدان هي ضواحي للاغوس.
    Bunun konuyla ilgili olup olmadığı kararını size bırakacağım; bu ülkelerin üçü de şu anda bir kadın tarafından yönetiliyor. TED وما يجدر ذكره، وسأترك الأمر لكم لتقرروا ما إذا كان الأمر مرتبط بذلك أم لا، أن ثلاث نسوة حالياً هن من يتولين القيادة في هذه البلدان الثلاث
    Anlıyorum Sayın Başkan ama belirtmem gerek; bu ülkelerin G25 Doğurganlık İttifakı'na yasal başvuru hakları var. Open Subtitles افهم ذلك سيدي الرئيس لكن علي ان انوه ان هذه البلدان ايضا لها حق قانوني حسب اتفاقية الخصوبة لمجموعة "G25"
    B.M.’in yan kuruluşlarının, Dünya Gıda Fonu’nun ve az önce bahsettiğim stratejileri uygulamaya gelenleri bu ülkelerin her bir köşesine hızlıca taşıyan devasa bir hava köprüsü oluşturduğunu gördük. TED و شاهدنا وكالات الأمم المتحدة، منظمة برنامج الغذاء العالمي، يقومون ببناء جسر جوي هائل ليأتوا بالمستجيبين من كل زاوية من هذه البلدان بسرعة ليكونوا قادرين على تنفيذ الإستراتيجيات التي تحدثنا عنها للتو.
    Ancak, bu ülkelerin yeterli epidemiyologa, yeterli sağlık çalışanına, yeterli lojistikçiye ve birlikte çalışacak yeterli diğer personele sahip olması lazım ki, her bir vakayı ve bunlarla temas edenleri tespit edebilsinler ve bu hastalığı sonsuza kadar durdursunlar. TED و لكنه سينتهي عندما تحصل هذه البلدان على علماء أوبئة، عدد كاف من عاملي الصحة، و من اللوجستيين و عدد كاف من الناس ليعملوا معهم ليكونوا قادرين على إيجاد أي حالة، و اقتفاء أثر المتصلين بها و يتأكدوا أن هذا المرض قد توقف و إلى الأبد.
    Daha da kötüsü, tedaviye ulaşmak bu ülkelerin birçoğunda zor olabilir ve TB'ye karşı olan utanç insanları ihtiyaçları olan yardımı almalarından vazgeçirebilir. TED والأسوأ من ذلك، الوصول إلى العلاج يمكن أن يكون صعبا في العديد من هذه البلدان ، وبسبب هذه الصعوبة يمكن أن تجعل الأشخاص تيأس من الحصول على احتياجاتهم .
    Afrika'da çeşitli ülkelerde çalıştık. Daha adil ve sürdürülebilir mimari uygulama modeline odaklandık. Malavi de bu ülkelerden biri. TED لقد عملنا في عدة بلدان في إفريقيا، مع التركيز على هذا النموذج الأكثر إنصافا واستدامة من الممارسة المعمارية، ومالوي واحدة من هذه البلدان.
    dediler. Ve herhangi bir fırsat olmayan bu ülkelerden zeki öğrencileri dünyanın en iyi öğretim üyeleri ile bir araya getirmenin, inanılmaz eğlenceli olacağını biliyordum. Bu profesörlerin geleceklerini biliyordum çünkü Afrikayla ilgileniyorlar. Her şeyi bir araya getir ve sonra tutuşmasını bekle. TED و علمت كم سيكون متعة رائعةً أن تجمع طلاباً نابغين من هذه البلدان , حيث لم يكن لديهم أية فرصة , معا بأفضل المحاضرين في العالم و اللذين علمت بأنهم سيحضرون , لاهتمامهم بأفريقيا. و لنضعهم معا و فقط لنشاهد الشرارت تتطاير.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more