Şimdi bu ülkeler kendi kamu hizmetlerini ve yatırım politikalarını koordine ediyorlar. | TED | الآن هذه الدول تنسق مرافقها وسياساتها الاستثمارية. |
Aslında bu ülkeler daha zengin hâle gelirken, uzun vadede bu model sürdürülebilir değildi. | TED | في الواقع، لم يكن نموذج قادر على المواصلة على المدى البعيد لأن هذه الدول أصبحت أكثر ثراء |
bu ülkeler sürekli olarak dünyanın en şiddetli ülkeleri arasında sıralanıyor. | TED | تصنف هذه الدول باستمرار كأعنف دول في العالم. |
Beslenmeyi, yaşamı, okur-yazarlığı bu ülkelerin kendilerine bakabilecekleri şekilde nasıl geliştirmeye çalıştın? Sonra, evet, bu iyi gidiyor diyebilirsin ve zekice davranmak gerek. | TED | فيصبح بمقدرة هذه الدول الاعتناء بنفسها ثم نقول رائع أن الأمر ينجح، وتصبح أذكى. يمكننا أن ننفق المساعدات بذكاء. ليس ترياقا لكل داء. |
bu ülkelerin hepsi bir zamanlar Arapça kullanıyordu. | TED | كل هذه الدول كانت تستخدم اللغة العربية. |
Ve bu ülkelerde 10 kattan daha fazla insan yaşıyordu. | TED | و كان عدد المصابين من المرضى ، أكثر بعشر مرات من سكان هذه الدول. |
Bir ülkeden bahsetti, Asya ve bazı Asya ülkeleri. | TED | وذكر دولة بالتحديد، آسيا وبعض هذه الدول. |
Diğer ülkelere nasıl yardım edebileceğimizi düşünürsek yapabiliriz. | TED | وإذا فكرنا كيف بإمكاننا مساعدة هذه الدول الأخرى. |
Kuzeyde, Çin var; güneyde, Hindistan, Pakistan, Bangledeş, tüm bu ülkeler var. | TED | شمالاً، لدينا الصين. جنوباً، لدينا الهند، باكستان، بنغلاديش، كل هذه الدول. |
İklim değişikliğine katkıda bulundukları kadar bu ülkeler petrole bağımlı hale geliyorlar. | Open Subtitles | بالإضافة لمساهمته في التغيّر المناخي فهو يجعل هذه الدول تعتمد كلياً على النفط |
bu ülkeler sürekli düşen su ürünlerine sürdürülebilir politikalar koydukları zaman, tekrar arttıklarını gördüler. | TED | حين تتقدم هذه الدول و تضع سياسات مستدامة لتسيير المزارع السمكية، تبدأ الثروة السمكية، والتي تكون دائما في تناقص، على مايبدو، في العودة نحو الازدياد. |
Size şunu garanti ederim ki bu ülkeler üç metropolü hedef alan nükleer saldırıları desteklediyse... şu anda hiçbirinde bizim karşımıza çıkacak ne zaman ne de kaynak kalmıştır. | Open Subtitles | أضمن لك أنه اذا عانت هذه الدول ...بثلاث ضربات نووية فى عواصمها |
bu ülkeler hep güney Afrika' da, yetişkinlerin yedide biri ila üçte birine HIV bulaşmış durumda. | TED | فجميع هذه الدول في جنوب افريقيا لديها نسب بين " واحد من اصل سبعة " إلى " واحد من اصل ثلاثة " بين جميع البالغين مصابون بمرض " نقص المناعة المكتسبة " |
bu ülkelerin çekirdek bütçelerine para koymazsak devlet temel fonksiyonlarını dahi yerine getiremez. | TED | لا تستطيع أن تنهي الأعمال الأساسية للحكومة مالم يكون المال في صميم ميزانية هذه الدول |
Sayın Başkan, geçmiş deneyimlerden bu ülkelerin masum olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | سيدي الرئيس نحن نعلم من قبل أن هذه الدول ليست بريئة |
bu ülkelerin hepsinde Birleşmiş Milletler'in onayı var. | Open Subtitles | هناك عقوبات من الأمم المتحده على كل هذه الدول |
Freedom House keşfetti ki, her ne kadar dünyadaki ülkelerin yüzde 50 ülkesi yüzde 50'si demokratik olsada, bu ülkelerin yüzde 70'i liberal değil yani insanlar düşünce ya da hareket özgürlüğüne sahip değiller. | TED | تجد منظمة فريدوم هاوس مع أن خمسين بالمئة من دول العالم دمقراطية 70 في المئة من هذه الدول غير لبرالية حيث ان الناس لا يتمتعون بحرية التعبير او حرية التنقل |
bu ülkelerin bunu yapmasına yardım edersek milyonlarca hayat kurtarabiliriz, aynı zamanda milyonlarca iş de yaratabiliriz. | TED | لو استطعنا أن نساعد هذه الدول على التقدم، سوف نتمكن من إنقاذ ملايين الأرواح، وفي نفس الوقت، سنتمكن من خلق ملايين فرص العمل. |
Yani bu ülkelerde, daha fazla ticari hareket gerçekleşiyor ve daha fazla zenginlik meydana geliyor, yoksulluk azalıyordu. | TED | ففي هذه الدول .. هناك حراك إقتصادي أكبر وهناك ثروات أكثر تنتج ، وفقر يتم تقليلة أكثر |
ve bütün bu ülkelerde, görüyorsunuz, iğneyle HIV bulaşma oranı bir daha hiç yüzde dördü geçmedi. | TED | وفي جميع هذه الدول كما ترون لايوجد أكثر من 4% اصابة بمرض " نقص المناعة المكتسبة " بالنسبة لمتعاطي ... المخدارات بواسطة الحقن |