Bu gezi şükran günü ile ilgili değil, değil mi? | Open Subtitles | هذه الرحلة ليست من أجل إجازة عيد الشكر, أهي كذلك؟ |
Bu gezi çok iyi başladı diyebilirim. | Open Subtitles | حسنا، أرى أن هذه الرحلة تحظى ببداية طيبة جدا |
Bütün tevazuumla kolejin bu yolculuğu finanse etmesi için yalvarıyorum. | Open Subtitles | بكل تواضع ، اسأل مجلس الكلية تمويل مثل هذه الرحلة. |
bu seyahat, bu bayan sayesinde başladı. | Open Subtitles | لقد بدأت هذه الرحلة الإستكشافية بفضل هذا الشاب. |
Bu seyahatin "Göster ve anlat"tan daha fazlası olmasını umuyordum. | Open Subtitles | كنت اتمنى هذه الرحلة ان تكون اكثر من عروض وحديث |
bu geziyi öneren birisine rağmen, burada çok mutsuz görünüyorsun. | Open Subtitles | أتدري.. باعتبار كونك من اقترح هذه الرحلة, فأنك لاتبدو سعيدا كثيرا لكونك هنا. |
bu yolculuk fazladan ağırlık olmadan da yeterince zorlu olacak. | Open Subtitles | هذه الرحلة ستكون صعبة بدرجة كافية بدون أخذ حمل زائد |
Bu yolculukta uzun bir süre tam anlamıyla kendi başımızaydık. | TED | لقد كنا لوحدنا تمامًا في هذه الرحلة لوهلة من الزمن |
bu gezinin tek amacı geçtiğimiz sene beni destekleyen vekilleri mükâfatlandırmak değil, bunu düzenleyen tek kişi ben değilim. | Open Subtitles | هذه الرحلة لم ترتب تماما لمكافئة أعضاء البرلمان الذين دعموني بالعام الماضي ولست أنا صاحب الأقتراح الوحيد |
Bu gezi karşılığında parayla ödeme yapacağını biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعرف أنك ستدفع نقداً مقابل هذه الرحلة, أليس كذلك؟ |
Yani temelde, bütün Bu gezi de aynı okul gibi, sadece sosisliler ve çekiçler dışında? | Open Subtitles | إذن يمكننا إعتبار هذه الرحلة مثل واجب مدرسي فقط مع النقائق و إستعمال المطرقة؟ |
Ayrıca 4:00 te somon teknesine yetişmeliyim, kaçırırsam Bu gezi tamamen zaman kaybı olacak. | Open Subtitles | عليّ الصعود إلى قارب لصيد السلمون عند الـ 4: 00، إن فاتني ستكون هذه الرحلة قد ذهبت سدى |
Bay Avery, beni bağışlayın lütfen ama bu yolculuğu yapmaya hazır değilsiniz. | Open Subtitles | سيد أفيري اعذرني، من فضلك انت غير مستعد للذهاب في هذه الرحلة |
Tanrım, en iyisi bu yolculuğu iptal etmektir belki de. | Open Subtitles | يا الهى, ربما على ان اقوم بألغاء هذه الرحلة بالكامل |
bu seyahat fikri çok mükemmel. 40 gün boyunca zina yapabileceğiz. | Open Subtitles | هذه الرحلة فكرة رائعة 40يوماً من العربدة |
Evet, sadece düşünüyordum da bu seyahat çok da harika bir fikir değildir. | Open Subtitles | نعم ، كنت أفكر ربما هذه الرحلة ليست بفكرة سديدة |
Bu seyahatin pembe şampanya tadında olmaması için bir sebep var mı? | Open Subtitles | ولا يوجد ما يمنع أن تكون هذه الرحلة كشامبانيا القرنفل |
İki ay sonra, ...sen ve arkadaşların bu geziyi bitirip, ajandandan çıkardığında bekliyor olacağım. | Open Subtitles | وبعد شهرين، عندما تزيل ورفيقاك.. هذه الرحلة البريّة من بالكم.. سأكون بانتظارك |
ama bu yolculuk daha yeni başladı, o nedenle, ilk sonuçları görmek için beklememiz gerekiyor. | TED | لكن هذه الرحلة قد بدأت للتو، فعلينا أن ننتظر قبل أن نرى النتائج الأولى. |
Ama başarısız olan Bu yolculukta birçok aydınlatıcı şey buldum. | TED | ولكن في هذه الرحلة الفاشلة، كان الكثير مما وجدته باعثًا على الاستنارة. |
bu geziye katılmak için 4 gün izin aldığını söyledi. | Open Subtitles | قال أنها أخذت 4 أيام إجازة من أجل هذه الرحلة |
Ve bu anma gününde benimle bu yolculuğa çıktığınız için sizlere teşekkür ederim. | Open Subtitles | إذًا في هذا اليوم من التفكير أشكركم على مضيكم في هذه الرحلة معي |
Lütfen, eğer...eğer bu uçuşu kazanırsam, hayallerimdeki iş için mülakat şansını kaçıracağım. | Open Subtitles | أرجوكي، إذا .. إذا فاتتني هذه الرحلة سوف أضيّع الفرصة للمقابلة من أجل العمل الذي هو حلمي |
bu gezide 13 kişinin ruhunu kurtarmamız gerekiyor ve ilki sen olacaksın. | Open Subtitles | يجب علينا انقاذ 13 روحًا في هذه الرحلة. وأنت ستكون الرقم واحد. |
Ama bu seyahati yapmamın asıl amacı size şeyi sormaktı... | Open Subtitles | لكن السبب الذي جعلني اخوض هذه الرحلة هو لأسئلكم |
Şaka bir tarafa, düşünmek için bu seyahate çıktım. | Open Subtitles | فلنتكلم بجدية ، لقد ذهبت في هذه الرحلة لأفكر |
Bu yolculuktan sonra seni birinci kaptanlığa terfi ettirirler mi dersin? | Open Subtitles | هل تعتقد انهم سيمنحوك ترقية بعد هذه الرحلة يا بيرتي ؟ |