Bilgi güçtür, ve ben ona bu gücü vermek istemiyorum. | Open Subtitles | . المعرفة قوة , ولم ارد ان امنحه هذه القوة |
Ama bu gücü nasıl kullanacağını, sadece kendisi kesin olarak söyleyebilir. | Open Subtitles | لكن كيف سيستخدم هذه القوة . فقط هو من يعرف هذا |
Fakat doğanın bu gücü bizi dünyaya geri döndürmekten... çok daha fazlasını yapmaktadır. | Open Subtitles | لكن هذه القوة من الطبيعة تقوم بأكثر من مجرد جعلنا نعود إلى الأرض. |
Bütün bu güç, ve çocuk normal biri gibi okula... | Open Subtitles | كل هذه القوة , والفتى يذهب إلى المدرسة كالفتى العادي |
Düşünün bir, bu güç tek bir adamın hayat özünden geldi. | Open Subtitles | مجرد التفكير. كل هذه القوة جاءت من جوهر الحياة رجل واحد. |
Ve bu bizim için hayatımızdaki Bu gücün bir çeşit uyanışı. | TED | ولذلك كان في الأمر نوع من إيقاظ هذه القوة في حياتنا. |
Bu güce sahip olmama rağmen içeride çimento çocuğun yanında değilim. | Open Subtitles | لكنني لست مع شاب الأسمنت لأنه بالرغم من كل هذه القوة |
Halk gücünü imparatordan alır, evet ama Senato da bu gücü süzgeçten geçirmelidir. | Open Subtitles | الامبراطور يمد الناس بالقوة , لكن يجب على مجلس الشيوخ ترشيد هذه القوة |
bu gücü bu sorunları çözmek için en fazla çalışan veya en azından bunları kötüleştirmeyen şirketlere daha fazla sermaye aktarmak için kullansalar ne olurdu? | TED | ماذا لو استخدموا هذه القوة الخارقة لتخصيص مزيد من رأس مالهم للشركات التي تعمل جاهدة لحل هذه التحديات أو على الأقل على الحد من تفاقمها؟ |
Zorluk uzun süredir, bu gücü, kök hücrelerinin şüphe götürmeyen bu gücünü, yenileyici nöroloji için vaadettiklerinin farkına varmak için kullanabilir miyiz idi. | TED | والتحدي منذ وقت طويل، هو هل يمكننا تسخير هذه القوة، هذه القوة المؤكدة لهذه الخلايا الجذعية لكي ما نجعلها تدرك قوتها للتجدد العصبي؟ |
Bende bu gücü örneğin güzel bir spin atmak için kullanabiliyorum--helikopter hareketleri diyoruz. | TED | طبعاً يمكنني إستخدام هذه القوة على سبيل المثال كما نسميه حركات الهليكوبتر |
bu gücü birilerini gıcık etmek için kullanmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أستخدم هذه القوة في إزعاج الآخرين فحسب |
Bu defteri bulup bu gücü almayı asla bir şanssızlık olarak düşünmedim. | Open Subtitles | لم أعتقد أبداً بأن أحداً يجد مذكرة ويأسف لأن أصبحت لديه هذه القوة |
bu gücü kullanarak, Dördüncü Büyük Ninja Savaşı'nı başlatarak her şeye hükmedeceğim. | Open Subtitles | أنا سأستخدم هذه القوة لبدء حرب عالم النينجا الرابعة و سوف أسيطر على كل شيء |
Amerika dünyanın en güçlü devleti olarak kalacak ve bu güç ortak bir diplomasi ile pişmanlık duyulmadan büyüyecek. | Open Subtitles | نحن سنبقي أمريكا الدولة الأقوى في العالمِ ونحن سنُصاحب هذه القوة بالدبلوماسية لا إعتذارات لا ندم |
ANAERKİL bu güç Güney Vadi'de ilerlerken... | Open Subtitles | وبمجرد ان تحركت هذه القوة الغامضة عبر الوادي الجنوبي |
bu güç sadece ne istediklerini bize değil çok kötü. | Open Subtitles | إنها سيئة للغاية هذه القوة لأنهم فقد كانوا يريدون أن يقولوا لماذا أتوا |
Fakat şarkı anlamasını sağlar ve bu güç sayesinde, bu şarkı sayesinde, | Open Subtitles | ولكن الأغنيه إرتبطت به وبسبب هذه القوة ..وبسبب هذه الأغنيه |
Dediklerin doğruysa, ki bundan gerçekten şüpheliyim Bu gücün, bizim için en faydalı olacak şeyi istediğini nereden bilebilirim? | Open Subtitles | إذا كان ذلك صحيح . وتلك قوة كبيرة كيف أعلم أن هذه القوة تنظر بعين الإعتبار لإهتماماتنا بالعقل ؟ |
Aslında, siz hepiniz Bu güce sahipsiniz. | Open Subtitles | حقيقة, انكم جميعاً لديكم هذه القوة. هذا صحيح. |
Sahip olduğun güç bu. Elinde tuttuğun kontrol bu. | Open Subtitles | هذه القوة التي تمتلكها , هذه السيطرة التي لديك |
- Anlıyorum. Bu güçleri birine verecektiniz peki neden bana verdiniz? | Open Subtitles | لو كنتم تفضلون إعطاء هذه القوة لشخص آخر، فلماذا أعطيتموها لي؟ |
Bu anda, güçlü hikâye anlatıcılığının sadece bizi birbirimize bağlama gücünü değil, bu güçle gelen sorumlulukların da farkına vardım. | TED | في هذه اللحظة، لم أدرك فقط القوة التي يمتلكها راوي القصص لربطنا جميعنا كبشر بل المسؤولية التي تأتي مع هذه القوة. |
Eğer geri dönüp yaptığım hatayı düzeltemeyeceksem bu güçler neye yarıyor? | Open Subtitles | لماذا أمتلك هذه القوة إن لم يكن في وسعي الرجوع وإصلاح ما كسرت؟ |