Ve haberiniz olsun Bu pasta için 1600 rupiyi sunucu ödemiştir. | Open Subtitles | أن المعلق هو من دفع 1600 روبية من أجل هذه الكعكة |
Kara şimşek, yavaş dön. Bu pasta için saatlerce uğraştım. | Open Subtitles | أيها المتهور , ترفق في الإنعطاف عملت لساعات على هذه الكعكة |
Görünüşe göre Bu pastayı dosyayla birlikte kendi başıma yiyeceğim. | Open Subtitles | يبدوابأنهسيتوجبُعلي تناول، هذه الكعكة التي أعددتها لكَ، بمفردي. |
Bu pastayı sığdırabileceiğimiz tek yer morg buzluğu. | Open Subtitles | براد غرفة الجثث هو المكان الوحيد المتسع كفاية ليناسب هذه الكعكة |
Bütün öğleden sonramı bu keki pişirmek için harcadım. | Open Subtitles | وقد أضعت وقت العصيرة بأكمله في صناعة هذه الكعكة |
Bu tıpkı bir keki kesmek gibi, fakat bu kek bir balina derinliğinde. | TED | تبدو وكأنها كقطع الكعك إلا ان هذه الكعكة تبدو تقريبا بعمق حوت |
Kimsenin bu kurabiyeyi almamasına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع ان اصدق لم يأخذ أحد هذه الكعكة. |
Sakın zorla getirme ama. Sence gerçekten o keki yemeli misin? | Open Subtitles | فقط لاتحضرهن ضد رغبتهن أتعتقد حقاً أنه عليك أن تأكل هذه الكعكة ؟ |
O pasta için asit madenlerinde çalışmak zorunda kalacaksın! Hayır, hayır, hayır! | Open Subtitles | ستعمل في مناجم الحمض لتدفع ثمن هذه الكعكة |
Eğer Debra insanları gerçekten anlasaydı O pastayı ikram etmezdi. | Open Subtitles | هذه ليست مسألة راي لو كانت ديبرا تفهم الناس لما أعدت هذه الكعكة |
Bu kurabiye bir kadın olsaydı evlenme teklif ederdim. | Open Subtitles | لو كانت هذه الكعكة أمرأة, لطلبت منها الزواج مني. |
Bu pasta, değişen şeylerden korkan senle arkadaş olamayan eski beni temsil ediyor. | Open Subtitles | هذه الكعكة يمثل لي القديمة الذي كان خائفا فقط أشياء لن تبقى نفسها وأننا لن أن يكون نفس النوع من الأصدقاء بعد الآن |
Bu pasta ona olan sevgimin sembolü. | Open Subtitles | هذه الكعكة هي نموذج صغير عن محبتي |
Sanki televizyonu her açtığında ya da bir dergiye baktığında diyor ki "Aman Tanrım, Bu pasta çok lezzetli." | Open Subtitles | كلما نشغل التلفاز أو نتصفح مجلة نقول في أنفسنا: "يا للهول! هذه الكعكة لذيذة جداً". |
Evet ama Bu pastayı sana gerçekten vermek istedim. | Open Subtitles | أجل، ولكن.. لقد أردتُّ حقًّا أن أُعطيكِ هذه الكعكة. |
Bu pastayı, pastadan yapılmış yap-boza çeviriyorum. | Open Subtitles | أحول هذه الكعكة إلى أحجية مصنوعة من الكعك |
Onun kan ve terini akıttığı Bu pastayı tamamen yemeden bu sahneden ayrılmayacaksın! | Open Subtitles | عرقها و دمها امتزجا بداخل هذه الكعكة. لن تبرحَ هذه المنصة حتى تأكل الكعكة بأكملها! |
Neden bu keki alıp da bir tarafına... | Open Subtitles | لما لاتأخذين هذه الكعكة وتحشرينها في فمك |
bu keki kantinden aldım ve eğer içinde hyperosit yoksa ben de Reha Muhtar olayım. | Open Subtitles | اشتريت هذه الكعكة للتو من المقصف ولتحل علي اللعنة إذا لم يكن عنصر مشع |
Bence bu kek öyle çekip alınamaz. | Open Subtitles | أعتقد أن هذه الكعكة لا يمكن أن تؤخذ من يده |
Biri bu kurabiyeyi alsın. | Open Subtitles | فليأخذ أحدكم هذه الكعكة |
- Ver o keki. | Open Subtitles | أعطيني هذه الكعكة |
O pasta sağır kız kardeşin içindi! | Open Subtitles | هذه الكعكة كانت من أجل أختك الصماء |
Cidden, O pastayı paramparça edişini tüm gün izleyebilirim. | Open Subtitles | حقاً,يمكننى مشاهدتك تدمر هذه الكعكة طوال اليوم |
- Bu kurabiye beş para etmez! | Open Subtitles | هذه الكعكة قمامة |
Sookie, bu kekten biraz Rory'ye götürebilir miyim? | Open Subtitles | سوكي, هل أستطيع أن أأخذ بعض هذه الكعكة لروري؟ |
sabahtan beri koşuşturmaktan bişi yemediniz sizin için pasta pişirdim | Open Subtitles | أنت لم تتناولي شيئاً منذ الصباح لذلك صنعت لك هذه الكعكة! |