Bu işin içine girmek istiyorsan, Ajan Scully bu bilgiyi ortağına derhal iletirsin. | Open Subtitles | إذا اردت إقحام نفسك, عميلة سكالي فيجب عليك توصيل هذه المعلومات للعميل مولدر. |
Saldırı tüfekleri, patlayıcıları var. bu bilgiyi harekat birimine bildir. | Open Subtitles | لديهم اسلحه و متفجرات ارسل هذه المعلومات الى الوحده هناك |
Anladım ama o bilgiyi size öylece veremem. | Open Subtitles | لقد فهمت، لكنني لا أستطيع إعطائكم هذه المعلومات |
bu bilgileri doğru kişilere ulaştırabilmek için bir yol bulmam gerek. | Open Subtitles | سأجد طريقة ما للحصول علي هذه المعلومات الي الناس الصحيحون بنفسي |
bu bilgi için ona 500 dolar daha vermen gerekiyor. | Open Subtitles | عليك أن تعطيه 500 دولار أخرى من أجل هذه المعلومات |
Elde ettiğin bu bilgiler yani bu şifrelemeler, kırılamaz sanılıyordu. | Open Subtitles | هذه المعلومات اكستبها التشفيرات كانت غير قابلة للكسر بشكل قاطع |
Japonya'dan acil bir düşmanca saldırı beklemiyoruz ancak bu bilginin de farkındasınız dolayısıyla gerekli tedbir kriterlerini harekete geçirebilirsiniz." | Open Subtitles | نحن لا نتوقع عمل عدائى ، عاجل من قِبل اليابان لكننا نؤثث هذه المعلومات لكى نأخذ الإجراءات الإحتياطية الملائمة |
bu bilgiyi takıma sunacağım ve eğer ilgilerini çekerse sizi arayacağım. | Open Subtitles | سوف أقدم هذه المعلومات الى الفريق وان كانوا مهتمين سأتصل بك |
bu bilgiyi size getirmek için kendi hayatımı tehlikeye attım. | Open Subtitles | لقد قدمت لأعطيك هذه المعلومات وأنا أضع نفسي بخطر شديد |
bu bilgiyi kamuya açıklamanın nasıl bir panik yaratacağını tartışmaya gerek bile yok. | Open Subtitles | ناهيك عن أن نشر هذه المعلومات للعامة من شأنه أن يثير الهلع الجماعي |
Ve bence bu bilgiyi anlaşmamı mahvetmek için kullanmayı planlıyor. | Open Subtitles | ..وأظن بأنه يخطط أن يستفيد من هذه المعلومات لإبطال صفقتنا |
bu bilgiyi yaymak için kanunları mı çiğnemem gerekiyor yani? | Open Subtitles | عليّ إذاً أن أخالف القانون حتى تخرج هذه المعلومات للعلن |
- Dunham bu bilgiyi verirken kayıt altına almamız gerek. | Open Subtitles | يجب عليك أن تسجل لدونام وهو يفصح عن هذه المعلومات |
Yazılı ve imzalı bir belge olmadan size o bilgiyi vermeye yetkim yok. | Open Subtitles | ليس مسموح لي إخراج هذه المعلومات دون إقرار موقع |
Eyalet savcısı o bilgiyi çok iyi saklıyor. | Open Subtitles | النيابة العامة تضع هذه المعلومات في عمق متجمد |
Hala bu bilgileri neden istediğini ya da kim olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف حتى من تكون أو لماذا تريد هذه المعلومات |
Telefonuma yeni bir bilgi geldiğinde bu bilgileri ilan panosunda paylaşabilirdim. | TED | عندما أحصل على معلومات على هاتفي، يمكنني أن أضع هذه المعلومات على اللوحة. |
Kısa, kemik saplı, 50 papel. Önemli olan, bu bilgi aslında hiç yok olmadı. | TED | إنها قصيرة، بمقبض عظمي، مقابل 50 دولاراً. وفي الواقع، الشئ المهم هو أن هذه المعلومات لم تموت بتاتاً. |
Tüm bu bilgiler günlük yaklaşık 20,000 duygu ifadesi toplayan bir veri tabanına kaydediliyor. | TED | كل هذه المعلومات يتم حفظها في قاعدة بيانات تقوم بتجميع حوالي 20 ألف شعور يومياً. |
Fakat verdikleri sonuçlar kusursuzlaşmaya başladıkça, bu bilginin bir yaşam formu olduğuna, ya da en azından bir kısmının yaşam formu olduğuna karar verdik. | TED | ولكن عندما تصبح أكثر دقة فأكثر، حسمنا في كون هذه المعلومات شكل من أشكال الحياة، أو على الأقل بعض منها شكل من أشكال الحياة. |
Yani, büyücüler de bizler de bu bilgiye sahip olmamalıyız. | Open Subtitles | أعني، يجب ألاّ يحصل المشعوذين على هذه المعلومات وكذلك نحن |
Yerel polis teşkilatları da bu bilgilere dayanarak senin kim olduğuna karar veriyor. | TED | وتتخذ دوائر الشرطة المحلية قرارات بشأن ما يعتقدونه عنك بناءً على هذه المعلومات. |
Baal'ın lo'taur'ını, kişisel kölesini, bu bilgilerin çoğuna erişmek için kullanmış. | Open Subtitles | لقد إستخدم عبد بال الشخصي ليصل الى الكثير من هذه المعلومات |
İlk olarak, bu şekilde noktalar gördüğünüzde, kendinize şunu sormalısınız: bu veriler nereden geliyor? | TED | حسنا.. ولكن اولا عندما ترى نقاط كهذه عليك ان تسأل نفسك من اين تأتي كل هذه المعلومات ؟ |
Ver. Bu istihbaratı birkaç saat önce Yıldız Geçidi Komutanlığı'ndan aldık. | Open Subtitles | تلقينا هذه المعلومات من قيادة بوّابة النجوم قبل بضع ساعات |
Biz de bu verilere yeni yeni bakmaya başladık. | TED | لقد بدأنا للتو بدراسة هذه المعلومات بأنفسنا. |
bu bilgiyle yanında 1 dolar varsa; ancak bir chalupa alabilirim.! | Open Subtitles | لو كانت هذه المعلومات ثمنها دولار يمكنني أن أشتري لنفسي تولوبا |
bu bilgi bu odadan çıktı. Kim? | Open Subtitles | والمشاركون الآخرون سيقررون هذه المعلومات خرجت من هذه الغرفة |