Muhtemelen... ...bu ürünlerin tümü atık alanlarından... ...biri olan Manila’da, hayatları sonlanacaktır. | TED | و جميع هذه المنتجات تنتهي في مكب للنفايات كهذا الموجود في مانيلا |
Ama bu ürünlerin hepsiyle ilgili farkedeceğiniz şey bunların çok, çok girift olmalarıdır. | TED | ولكن الشيئ الذي سنلاحظه في هذه المنتجات هو انها معقدة جدا, جدا |
bu ürünlerin çoğunda gizlenmis şeker bulacaksınız. | TED | ستجد أن السكر مختبأ في معظم هذه المنتجات. |
bu ürünler haricinde, ormanlar iklimin regülasyonu için çok önemlidir. | TED | وبصرف النظر عن كل هذه المنتجات, تعتبر الغابة مهمة جداً في تنظيم المناخ. |
Fakat bu ürünler tekrar doğal kaynağa dönüşemez. | TED | ولكن هذه المنتجات لا يمكن أبداً أن تصبح موارد طبيعية مجدداً. |
Birkaç hafta sonra ilk levhayı güzel bir imzalama töreniyle imzaladık. Dünya çevresinde insanların bu ürünleri kullanmasına yol açtık. | TED | وقّعنا أول لوحة لنا بعد أسابيع قليلة من ذلك، وسط إحتفال عظيم على أمل أن نقود الناس لإستخدام هذه المنتجات حول العالم |
bu ürünleri telefon ile pazarlayarak hayalinizdeki.... kadar zengin olabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك أن تكون غنياً أبعد من أحلامك ببيع هذه المنتجات الجيدة بالهاتف |
Rakipleri tüm bu ürünlerin aynılarını üretebilecek özelliklere sahipler. | TED | فمنافسيها مؤهلون تماما لصنع كل هذه المنتجات. |
bu ürünlerin her yerinde... logo görmenizin bir nedeni budur. | TED | وهذا هو أحد الأسباب لرؤية الشعارات متناثرة على جميع هذه المنتجات. |
Yani bütün bu ürünlerin içinde Ana Hücre mi var? | Open Subtitles | أتقول لي أن كل هذه المنتجات بها الخلية الأم؟ |
Ve sadece bu ürünlerin satışı -- bu kar amacı gütmüyor -- bu satışlar Kenya'nın GSYIH'nın %6'sı. | TED | ومبيعات هذه المنتجات فقط- هذا غير ربحي- مبيعات هذه المنتجات تمثل الآن 0.6% من الناتج المحلي الإجمالي لكينيا. |
Bu iki teknoloji, üretim ölçeği açısından çok daha etkili olduğundan bu ürünler daha ucuz olacaktır. | TED | ولأن هاتين التقنيتين أكثر كفاءة بكثير، في الإنتاج واسع النطاق ستكون هذه المنتجات أرخص. |
Bütün bu ürünler mesafe ve mevsim gözetmeksizin tarlalardan ve çiftliklerden geliyor. ! | Open Subtitles | تأتي هذه المنتجات من مزارع و بساتين بالرغم من المسافة و الفصل |
"Vay, bu ürünler beni güzel gösteriyor." diyecekler. | Open Subtitles | يقلن: تباً هذه المنتجات جعلتني أبدو جميلة |
bu ürünler cinsel ilişkiden önce direkt vajina içine yerleştirilebilir ya da ekstra koruma için diyafram veya prezervatif gibi blok metotları ile beraber kullanılabilirler. | TED | يمكن إدخال هذه المنتجات في المهبل مباشرةً قبل الجماع، أو يمكن الجمع بين وسائل المنع، كالغشاء الحاجز أو الواقي الذكري، للحماية الإضافية. |
bu ürünleri kullanarak kendimizi mükemmelleştirebilirdik. | Open Subtitles | وأن بوسعنا استخدام هذه المنتجات لجعلنا كاملين |
bu ürünleri, kendimizi mükemmelleştirmek için kullanabilirdik. | Open Subtitles | وأن بوسعنا استخدام هذه المنتجات لجعلنا كاملين |
Yani, tehlikeli kimyasallar içeren ve çocuklarının kullandığı bu ürünleri satın alanlar çoğunlukla fakir insanlardır. Bu zehirli plastikleri daha çok | TED | كما محدودي الدخل الذين يشترون هذه المنتجات التي تحتوي على مخاطر عدة على الاطفال الذين يستخدموها بسبب المواد الكيميائية الخطرة الموجودة فيها هؤلاء الاشخاص ينتهي بهم الامر |
bu ürünleri yapmayı hiç istememiştim, | TED | أنا لم أرد أن أصنع أي من هذه المنتجات |