Çünkü sen o adamı öldürmeden, senin Bu görev için yeterli olduğuna inanmam. | Open Subtitles | .لأنه إلى الآن لم ارك تقتل رجلا وأنت مسؤول عن عمل هذه المهمه |
Dünya Bu görev için evimiz olacak. | Open Subtitles | بيتنا فى هذه المهمه هو الارضه ثالث كوكب فى المجموعه الشمسيه |
Bu görev, Arayıcı'nın öldüğü bir öngörü olmadan da yeterince riskliydi. | Open Subtitles | هذه المهمه خطيرة بما فيه الكفاية .ناهيك عن رؤية عن موتِ الباحثَ |
Bu görevi kabul edip gizli tutabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك قبول هذه المهمه و تحفظها فى سريه |
Tüm saygınla, Bu görevi kabul ediyorsun, Calder. | Open Subtitles | احترامك و تقديرك يعني قبول هذه المهمه يا كالدر |
Ama, abi, Bu işi kabul etmen beni şaşırttı doğrusu | Open Subtitles | كما تعرف, أنا لا زلت مندهشا لأنك قبلت هذه المهمه |
Bu işi yapacaksak, onun öldürülmesi şart! | Open Subtitles | اذا كنا سنقوم بتنفيذ هذه المهمه لابد وان يتم قتلها |
Gerçeği söylemek gerekirse, ...Bu görev çoktan başarısız oldu. | Open Subtitles | ولكن بينما أنا أحدد الواضح هذه المهمه فشلت بشكل واضح |
Bu görev başarılı olacaksa o kızı bir Volkoff'a dönüştüreceksiniz. | Open Subtitles | أنت جاسوس هى مصدر قوه لو أن هذه المهمه فى طريقها للنجاح |
Bu görev bende ama şu örnek sende. | Open Subtitles | كلا، هذه المهمة، هذه المهمه لي لكن موضوع العينة؟ تلك مهمتك |
Bu görev bitince seni öldüreceğim. | Open Subtitles | إذاً بعد أن تنتهى هذه المهمه سأقتلك |
Alçakgönüllülükle Bu görev için bana izin vermenizi diliyorum. | Open Subtitles | لذا اني أتساءل هل ستدع لي هذه المهمه |
Bu görev birçok cepheden yürütülecek. | Open Subtitles | ؟ هذه المهمه ستجري على جبهات متنوعه |
Bu görev için, size bir sorumluluk yüklüyor. | Open Subtitles | و من أجل هذه المهمه هذا سيجعلك عائقا |
Derim ki, Bu görevi Özel Operasyon'a verip bu işten kurtulalım ve Kuzey Kore, çökeceği zaman çöksün. | Open Subtitles | اقول ان نعطى هذه المهمه الى متخصصين وندع هذا كلة يمر وندع كوريا الشماليه تنهار عندما تنهار |
Efendi Roshi Bu görevi bana verdi. | Open Subtitles | المعلم روشي اوكل هذه المهمه الي |
Sana Bu görevi bitirmen için gereken enerjiyi sağlayacak. | Open Subtitles | سيعطيك الطاقه الازمه... ولكن أنهِ هذه المهمه |
Sana Bu görevi bitirmen için gereken enerjiyi sağlayacak. | Open Subtitles | سيعطيك الطاقه الازمه... ولكن أنهِ هذه المهمه |
Üzgünüm, efendim. Bu işi yapmak için bildiğim tek yol bu. | Open Subtitles | انا اسف يا سيدى ولكنها الطريقه الوحيده لانهاء هذه المهمه |
Patronum açıkça ve korkutucu bir şekilde Bu işi batırmamı belirtti. | Open Subtitles | لقد جعل رئيسي هذا العمل مخيف للغايه لايمكنني أن أخفق في هذه المهمه |
Bunlar sebebiyle, sana nazikçe Bu işi öneriyorum. | Open Subtitles | و لهذه الأسباب طُلب مني أن أعرض عليك هذه المهمه |