Eğer bu noktalar bir yarış devresindeki arabalar olsaydı, ne olduğu hakkında hiçbir fikriniz olmazdı. | TED | إذا كانت هذه النقاط تمثّل سيارات تسير على حلبة السباق، لن يكون لديك مطلقا اي فكرة عما يحدث. |
ve sonunda bu noktalar mükemmel yuvarlaklardan iribaşlara dönüşmeye başladılar, titreme yüzünden. | TED | و في النهاية تحولت هذه النقاط من كونها مستديرة بدقة إلى آشكال آقرب إلى شرغوف الضفدع بسبب الاهتزاز. |
İlk başta bir çeşit gülme refleksini tetiklediklerini düşündüler. Fakat hayır, kısa sürede neokorteksinde mizah saptayan noktaları bulduklarını fark ettiler. bu noktaları ne zaman uyarsalar, kız her şeyi eğlendirici buluyordu. | TED | فى الأول ظنوا أنهم يثيرون نوعا ما من الضحك المنعكس، ولكن لا، بسرعة أدركوا أنهم وجدوا النقاط فى قشرتها المخية الحديثة التى تكتشف الفكاهة، ووجدت كل شيء مضحكا كلما حفزوا هذه النقاط. |
Bu nedenle, yaptığımız araştırma -- aslında diğer üniversitelerde de yapılan araştırma -- bu noktaları düzeltmeye ve şu soruyu sormamıza yarıyor: Nasıl olur da -- bu size çok tuhaf ve iddialı gelebilir ama -- yemek pişirme şeklimizi değiştirebiliriz? | TED | لذا في بحثنا وتلك البحوث التي تتم في الجامعات نحن نعمل على هذه النقاط لكي نستطيع يوما ما وهذا ما قد يبدو مبالغاً فيه اليوم .. ان نغير مفهوم الطبخ تماماً |
O zaman bu noktaların hepsi Kobalt 60 yerleri olabilir. | Open Subtitles | هذا سلاح تشويش شامل إذاً هذه النقاط قد تكون مواقع الكوبالت |
Evet, ceset o yönde sürüklenmiş ama oradaki damlalar ne? | Open Subtitles | أجل, لقد سُحبت الجثة بهذا الإتجاه, لكن ما هذه النقاط الصغيرة هنا؟ |
Fakat Bu puanlar yalnızca seyahat masrafları için birikiyor. | Open Subtitles | و لكن هذه النقاط تتراكم فقط على مصاريف السفر |
Şu noktaları görüyor musun? | Open Subtitles | هل ترى هذه النقاط ؟ |
Ve bu noktalar, şu an üç milyar insanın yaşadığı şehirler tarafından çoktan kaplanmış olan toprağı temsil etsin. | TED | وترك هذه النقاط تمثل الأرض وهذا بالفعل ما يصل من المدن التي ثلاثة مليارات شخص يعيشون الآن فيها. |
Burda 2003 senesinde, gördüğünüz gibi bütün bu noktalar penguenlerin olduğu yerler. her aile yarımdan biraz fazla yavru yetiştiriyor. | TED | كما ترون هنا في العام 2003 تشير جميع هذه النقاط إلى أماكن وجود طيور البطريق التي تربي فيها مايزيد عن نصف الفراخ |
Görüyorsunuz, bu noktalar sadece yerleri temsil etmiyor, zamanı da ediyor, eğer sırasıyla çalışıyorsak, onu buradan buraya, buraya, buraya takip edebiliriz. | Open Subtitles | ترى , هذه النقاط تمثل ليس فقط الأماكن , ولكن مرات أيضا , إذا كان الأمر كذلك فإننا نعمل بشكل تسلسلي , |
bu noktalar Pegasus Galaksisindeki çeşit yerlerden yayın yapan vericileri temsil ediyorlar. | Open Subtitles | هذه النقاط تمثل ...نقاط الإرسال . . مِنْ المواقعِ المُخْتَلِفةِ في مجرةِ بيجاسوس. |
Size bu görüntünün üzerindeki işaretlenmiş noktaları göstermek istiyorum çünkü bu noktalar sanki siz oradaymışsınız gibi hissetmenizi sağlayan şeyler.. bunu çöyle düşünebilirsiniz -- bu, artırılmış gerçeklik için atılan ilave bir adım. | TED | ما أردت أن أبين لكم كانت هذه النقاط المثيرة للاهتمام من هنا على أعلى الصورة لأن الشعور الذي يمنحكم إياه هو الطريقة، اذا كنت متواجدا فعلا في المكان ... يمكنك التفكير في هذا -- هو اتخاذ خطوة بالإضافة إلى تضخيم الواقع. |
Yaraları yapmadan önce bu noktaları yaptı. | Open Subtitles | - الجانية- لقد صنعت هذه النقاط كهذه قبل أن تتسبب بالجروح الثاقبة |
bu noktaları bağlayacak bir teknoloji geliştiriyoruz. Ön sahadaki herkesi -- kolluk kuvvetleri, sivil toplum örgütleri ve şirketler -- internetteki çocuk istismarı materyalini sonunda eleyebilecek araçlarla donatacak bir teknoloji. | TED | حيث نبني التقنية التي ستصل هذه النقاط ببعضها، لتسليح كل من هم في المواجهة -- من قوات إنفاذ القانون والمنظمات غير الحكومية والشركات.. بالأدوات التي يحتاجون إليها ليمنعوا تمامًا مواد الاعتداء الجنسي على الأطفال من الإنترنت. |
Evet, teorik olarak bu noktaların hepsi bağlantılı olmalı. Kahretsin Fitz. | Open Subtitles | "نعم، من الناحية النظرية، لا بد من توصيل كافة هذه النقاط." |
Şimdi, size yalnızca bir sürü nokta gibi gözüküyor olabilir. Fakat bu noktaların her biri aslında cam üzerinde saptadığımız özgün birer insan genomu parçasıdır. | TED | والآن قد تبدو لكم هذه مجرد نقاط صغيرة ، ولكن كل من هذه النقاط الصغيرة هي بالفعل وحدة فريدة من الجينومات البشرية والتي تمكنا من التقاطها على صفيحة زجاجية. |
bu noktaların her biri, küçük, dokunulmamış bir kabileyi gösteriyor ve günümüzün büyük keşfi, sadece Kolombiya Amazonu'nda 14,15 izole grup olduğuna inanıyoruz. | TED | كل من هذه النقاط تمثل قبيلة صغيرة غير معروفة والتصريح الكبير اليوم هو أننا نعتقد بأن هناك 14 أو 15 مجموعة قبلية منعزلة فقط في الأمازون الكولومبي. |
Bu paralel damlalar, kurbandan değil. | Open Subtitles | هذه النقاط ليست من الضحية |
Bu puanlar ne olacak? | Open Subtitles | مالذي نحصل عليه من هذه النقاط ؟ ؟ ؟ |
Şu noktaları gördünüz mü? | Open Subtitles | أترون كلّ هذه النقاط هنا؟ |