Bu filmin gösterildiği sinemayı, oturma odasını ya da uçağı terk etmeniz için eşsiz bir fırsat bu. | Open Subtitles | ,هذه فرصة رائعة للخروج من السينما غرفة معيشة أو طائرة يتم عرض هذا الفيلم فيها |
Bu filmin gösterildiği sinemayı, oturma odasını ya da uçağı terk etmeniz için eşsiz bir fırsat bu. | Open Subtitles | هذه فرصة ملائمة إن كنت ستغادر المسرح أو المكان الذى يعرض به الفيلم |
Ben de ona çok iyi olduğunu söyledim. Hayatta karşına bir kere çıkacak bir fırsat bu. | Open Subtitles | وأخبرتها أنّه لا بأس به هذه فرصة لمرّة واحدة في العمر |
Hastalığın dördüncü aşamada. Bu fırsat bir daha karşıma çıkmayabilir. Hem de hiç. | Open Subtitles | ـ أنت في المرحلة الرابعة ـ هذه فرصة قد لا أحصل عليها مجدداً |
Bugün işletmeler için, bu toplumsal sorunları etkilemek ve çözmek için esas bir fırsat bulunmakta ve Bu fırsat işletmede görülen en büyük iş fırsatı. | TED | هذه فرصة اساسية للأعمال اليوم للتأثير القوي وعنونة هذه المشاكل الاجتماعية وهذه الفرصة هي الفرصة التجارية الأكبر التي نراها في الأعمال |
Fakat bu gerçeğe sırtını dönme. Bu bir fırsat olabilir. | Open Subtitles | ولكن لا تهربي من ذلك يُمكن أن تكون هذه فرصة |
Doğru halledildiğinde nasıl olduğunu görmek için bir şans bu. | Open Subtitles | هذه فرصة لترين كيف يسير الأمر عندما تفعلينه بشكل صحيح |
Yeni iş fırsatı bu muydu? | Open Subtitles | يا إلهي، هل هذه فرصة العمل الجديد التي تحدثت عنها؟ |
Ama hayatım boyunca parti yapmam için tek fırsat bu. | Open Subtitles | لكن هذه فرصة لا تتكرر لي الا مرة في العمر حتى اقوم بعمل حفلة |
Hayır, sinirini yapıcı olarak yansıtmayı öğrenebilmen için iyi bir fırsat bu, tamam mı? | Open Subtitles | كلا, هذه فرصة مناسبة لك لتتعلم كيفية التعبير عن غضبك بشكل مثمر, حسناً؟ |
Ayrıca, sizin, benim dışımda arkadaşlığınız olması için bir fırsat bu. | Open Subtitles | بالإضافة، هذه فرصة لكما يا رفاق لتكون بينكم صداقة خاصة بكم خارجة عني |
Tepetaklakların kökünü kazımak için bulunmaz bir fırsat bu! | Open Subtitles | هذه فرصة مثالية لاجد البقية من هؤلاء الآثمين |
Yaşayan bir efsanenin ağzına sıçtığını görmesi için bir fırsat bu. | Open Subtitles | هذه فرصة له لأن يراك تنتصر على اسطورته الحية |
Saçma sapan bu seçimleri iptal etmen için bir fırsat bu. | Open Subtitles | هذه فرصة لك, لكي تلغي هذه الإنتخابات السخيفة |
Yönetimin bu işten paçayı sıyırmasına izin verme. Açıkça konuşmak için bir fırsat bu. | Open Subtitles | لا تدع الإدارة تُورطك، هذه فرصة لتبوح بما لديك |
Bu fırsat insanın hayatında bir kez eline geçer, dostum. | Open Subtitles | هذه فرصة وحيدة في العمر، يا رجل |
Anladığım kadarıyla Bu fırsat sizin için çok önemli. | Open Subtitles | تبدو هذه فرصة هامة جداً بالنسبة لي و |
Sanırım söylemeye çalıştığı şey... hiç anlaşılmaz bir şekilde söylediği şu ki, Bu fırsat onların karşısına hayatta bir kez çıkar. | Open Subtitles | أعتقد أن ما يحاول قوله... ولكن بطريقة مبهمة تماماً... هو أن هذه فرصة واحدة فى العُمر بالنسبة لهم |
Birbirimizi daha iyi tanımak için Bu bir fırsat. | Open Subtitles | هذه فرصة كبيرة لكي نتعرف علي بعضنا البعض |
Bunun kolay olduğunu söylemiyorum ve eminim ki çoğunuz kiminle iletişime geçmek istediğinizle ilgili yanlış adımlar attınız, ama size önermek istediğim; Bu bir fırsat. | TED | وانا لا اقول أن هذا بالأمر السهل، وأنا متأكدة أن العديد منكم قد قاموا بالخطوة الخاطئة عن الذين أرادوا أن يتواصلوا معهم، ولكن ما أريد أن اقترحه هو أن هذه فرصة |
Deneysel anti-basınç haplarımı denemek için Fry'a bir şans bu. | Open Subtitles | .. هذه فرصة لفراي أن يختبر اختراعي .. حبوب مكافحة الضغط |
Bilgin olsun siye söylüyorum senin yaşında bir kadın için hayatının fırsatı bu. | Open Subtitles | للعلم فحسب لامرأه في سنك هذه فرصة العمر |
bu bir fırsattır. | TED | هذه فرصة. ليست فقط هذه، بل بارتباط مع الأفكار هنا، |