| Bu ikisi zaten bilir 'beni. Veya en azından yapmaları gerekir. | Open Subtitles | هذين الأثنين يعرفاني بالفعل أو على الأقل ينبغي عليهما ذلك |
| Yeraltı dünyası. Bu ikisi burada yaşıyor. | Open Subtitles | العالم السفلي حيث يعيش هذين الأثنين |
| Bu ikisi zorla içeri girdi ve ortalığı dağıtmaya başladı! | Open Subtitles | أقتحم هذين الأثنين وبدأ بتدمير المكان |
| Evet. Şu ikisine Lee ve Stan diyelim... | Open Subtitles | نعم دعنا نطلق على هذين الأثنين لي و ستان |
| Ve herkes biliyor ki, sen Bu ikisini... | Open Subtitles | والجميع يعلم أنك تبقى هذين .... الأثنين منفـ |
| Hastings, bu ikisiyle baş edecek kadar zeki değilsin. | Open Subtitles | هيستنجز, انت لست ماهرا كفاية لكى تتعامل مع هذين الأثنين |
| Bu ikisi için polisi arayın. Naomi ne olacak? | Open Subtitles | أبلغي الشرطة عن هذين الأثنين. |
| Bu ikisi hariç hepsi. | Open Subtitles | جميعها ماعدا هذين الأثنين |
| Bu ikisine kalırsa herşey acil zaten. | Open Subtitles | بالرغم من أن كل شيء عاجل فهو بمثابة الأقتراب من هذين الأثنين |
| Jürinin güvenini kazanmak için "belki" dememelisin. Özellikle şu ikisine. | Open Subtitles | ربما يضعف هذا من مصداقيتكَ من هيئة المُحلّفين ، خاصتاً مع هذين الأثنين. |
| O ikisine söyleyin çıksınlar. | Open Subtitles | اخبر هذين الأثنين ان يخرجا |
| Bu ikisini yakalayana kadar kimse uyumayacak | Open Subtitles | حتى نقبض على هذين الأثنين لن ينام أحد |
| Bu ikisini tanıyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف هذين الأثنين ؟ |
| Bu ikisini kendim hazırlarım. | Open Subtitles | سوف أعد هذين الأثنين بنفسي |
| Hapishane patlamak üzere, sense bu ikisiyle uğraşıyorsun! | Open Subtitles | ....... السجن فضح أمره وأنت تضيع وقتك مع هذين الأثنين |