Tanrım, vibratör kadar güzel. | Open Subtitles | هذا كقضيب صناعي هزّاز |
İhtiyacın olan şey vibratör | Open Subtitles | الذي تَحتاجُ a هزّاز. لا. |
Muhtemelen bir vibratör. | Open Subtitles | ربّما هزّاز. |
Akşamları, karısı pembe ellerini önlüğüyle kurular ve mutlu bir edayla, iki çocuklarıyla ilgili haberleri ona anlattığı sırada o, Sallanan sandalyesinde oturur ve purosunun keyfini çıkartırdı. | Open Subtitles | أراح نفسهُ على كرسي هزّاز كان يُدخّن السيجار عند حلول المساء بينما تمسح زوجته يديها الورديّتان في المئزرة |
Yüze dayanmış silah, koli bandıyla sandalyeye bağlanmış bir şekilde. Sallanan koltuk. - Ne? | Open Subtitles | أسلحة موجهة إلينا ومقيدون إلى كرسي كرسي هزّاز |
Sonra ona baktım ve dedim ki, kastettiğin gerçekten bir Sallanan sandalye alıp onda sallanarak beklememi istediğin mi? | Open Subtitles | و نظرت إليه و قلت، "هل حقاً تعني ما تريدني أن أفعل بأن أشتري كرسي هزّاز |
vibratör. | Open Subtitles | هزّاز... |