Anthony Hester ve Julian Simms, Amerikan vatandaşları. | Open Subtitles | أنتوني جوليان هستر وسيمز ، الرعايا الاميركيين. |
-Sen Liam Booker'sın, Hester, Hugh Hefner'a sahip. | Open Subtitles | أنت ليام بوكر، هف هفنر الخاص بمدرسة هستر |
Kontrat Bayan Hester Mofet adına yapılmış. | Open Subtitles | تتبع ملكية العقد الانسة هستر موفيت |
Hester Prynne her ne kadar kılık kıyafetinde iffet belirtisi olmasa da günahlarından pişmanlık duyman için hala bir şansın bulunmaktadır. | Open Subtitles | ، (هستر برين) حيث أنك لا تظهرين أي ، أحتشام في ملابسك لذا لا زالت لديك الفرصة ، لتندمي على خطاياك |
Hester Prynne bu iyi adamların söylediklerini duydun ve yüklendiğim görevin sorumluluğunu gördün. | Open Subtitles | ، (هستر برين) قد استمتعت ما قاله الرجال و تعلمين المسئولية التي أتحملها |
Winters, Hester, cephane lazım demiştiniz! | Open Subtitles | وينترز قال هستر إنك تحتاج إلى ذخائر |
Afferdersiniz. Lee Scoresby. Bu yaşIı kızda Hester. | Open Subtitles | أستميحك عذراً، أنا "لي سكورزبي"، وهذه العجوز "هستر" |
Sizden özür dilerim. Ben Lee Scoresby. Ve bu yaşlı bayan da Hester. | Open Subtitles | أستميحك عذراً، أنا "لي سكورزبي"، وهذه العجوز "هستر" |
- Hester'in drama kulübü eyaletin en iyisi, ve bu öğleden sonra seçmeler var ve seçmelere gidiyorum. | Open Subtitles | -نادي دراما هستر . هو الأفضل في الولاية، وسيحتضنون تجارب الأداء هذا المساء، وأنا سأقوم بالتجربة. |
Hester doğrudan Tanrı'yla konuştuğunu söylemiyorsundur, beni bağışla. | Open Subtitles | ، (هستر) أعتقد أنك لا تلمحين بل تتحدثين مباشرة |
Hester, sizden bu toplantılara son vermenizi istiyoruz. Hayır, baylar. | Open Subtitles | هستر) ، نطلب منك أن توقفي) تلك الاجتماعات |
Hester, kalıp sana ve Pearl'e göz-kulak olmalıyım. Hayır. | Open Subtitles | هستر) ، لا يمكنني الذهاب ، يجب) (أن أبقى و أهتم بك و بـ (بيرل |
Bizdeki ilk işaret Hester Prynne ve onun kadın toplantılarıydı. | Open Subtitles | إشارتنا الأولى كانت تلك التي تخص هستر برين) و اجتماع السيدات) |
Bu güzel bir hikaye. Özellikle Hester ve o adamın aşık oldukları bölüm. Ama ben sembolizme inanmıyorum. | Open Subtitles | أعني إنها قصة جميلة وبخاصةً عندما وقعت (هستر) و ذلك الشاب في الحب لكنني لا أؤمن حقاً بالرمزية. |
Bu kız, Hester Prynne, bir rahiple yatıp bir bebek dünyaya getirip kendine "eşini aldatan" lekesini sürdüren kişi. | Open Subtitles | هذه الفتاة ، هستر برين, كانت على علاقة مع وزير ... ... وتلطخت سمعتها وجعلوها ترتدي حرف الاي بالاحمر نسبتن لل"الزانيه" |
Kimliğinin ilk üç numarası, George'da doğan Jordan Hester olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | أوّل ثلاثة أرقامٍ في الرّقم الاجتماعيّ يُشير أنّه (جوردان هستر) من مواليد "جورجيا". |
Maalesef Jordan Hester diğerlerinden biraz daha dikkatli görünüyor. | Open Subtitles | للأسفِ، (جوردان هستر) يبدو أنّه حريصٌ أكثر من ذوي قبل. |
- Oralarda Hester'den iz var mı? | Open Subtitles | -أجل . -أيُّ دلالةٍ على (هستر) من موقعكَ؟ |
- Belki de Hester'in ofisidir orası. | Open Subtitles | ليس أكثر من ذلك. -لربّما هذا مكتبُ (هستر ). |
Üstünde Hester'in baş harfleri yazan bir para tomarı buldum. | Open Subtitles | وجدتُ رزمة نقودٍ مُعلّمة بالأحرف الأولى من اسم (هستر). |