| İhtiyacımız olduğunda Huckabees için birkaç muhteşem P.R. Almak bana kar sağlar mı? | Open Subtitles | هل أستفيد من الدعاية ل(هكابيز) عندما نحتاجه؟ بالطبع |
| Huckabees, her şeyin mağazası. | Open Subtitles | هذا الأسبوع فقط، ب(هكابيز) المتجر الشامل |
| Yani siz Huckabees'e gidip lanet birer dedektif mi olduğunuzu söylediniz? | Open Subtitles | لذا فتأتين لمبنى شركة (هكابيز) و تقولين أنكِ محللتي النفسية الوجودية اللعينة؟ |
| Bayraklar ve çantalar. Huckabees "Mutlu yıllar Bay Başkan" der. | Open Subtitles | أعلام و أحذية، (هكابيز) يقول "عيد ميلاد سعيد يا سيدي الرئيس" |
| Ben de Huckabees'e geldiğimde kadırgaları okumuştum. | Open Subtitles | حقاً، لقد قرأت لوح الطباعة عندما وصلت (هكابيز)، أتعلم ماذا أيضاً؟ |
| - Haydi. - Toplantı Huckabees'de. - Gidelim. | Open Subtitles | - سيقام الاجتماع في (هكابيز) الآن، هيا بنا |
| Bana da edebilirler, Açık Alanlar'a yardım edebilirler, Huckabees'e yardım edebilirler. | Open Subtitles | يساعدون "الأماكن المفتوحة" يساعدون (هكابيز) |
| - Sen Huckabees'in sesisin. | Open Subtitles | - أخبرتك، أنتِ العلامة الصوتية المسجلة ل(هكابيز) - إذاً.. |
| - Bu görüntün seni de Huckabees'i de incitiyor. | Open Subtitles | - عزيزتي، هذا المنظر يؤذيكِ و يؤذي (هكابيز) |
| Seni bir marketten kurtardık. Sana Huckabees dahil her şeyi verdik. | Open Subtitles | أخرجناكِ من مركز تجاري لقد أعطاكِ (هكابيز) كل شيء |
| Huckabees'in Açık Alanlar projesinin açılış gecesine hoş geldiniz. | Open Subtitles | مرحباً بكم في حفل "الأماكن المفتوحة" ب(هكابيز) |
| Tek dünya. Tek mağaza. Huckabees, her şeyin mağazası. | Open Subtitles | عالم واحد، متجر واحد (هكابيز)، المتجر الشامل |
| Tek yaptığın şey Huckabees'i güzel göstermekti. Albert, nasıl bu kadar sakin olabiliyorsun? | Open Subtitles | كل ما فعلته هو تحسين صورة (هكابيز) هذا كل ما فعلت |
| Eğer sizinle ve Açık Alanlar Koalisyonu'yla çalışırsak bu, Huckabees'in imajına bir katkı sağlar mı? | Open Subtitles | لذا، فإن عملنا معك و شركة (الأماكن المفتوحة) المختلطة... هل سيحسن هذا صورة ال(هكابيز)؟ ؟ |
| - Huckabees'deki toplantıya gitmeyeceğim. | Open Subtitles | - لن أذهب لأي اجتماع في (هكابيز) |
| Huckabees, her şeyin mağazasıdır. | Open Subtitles | و بعدها ناس يتجولون... في (هكابيز)، المتجر الشامل |
| Senin sesin, Huckabees markasının sesi. | Open Subtitles | صوتك هو العلامة التجارية ل(هكابيز) |
| Angela, sen konuş. - Hazırım. - Marty Huckabees adına konuşuyor. | Open Subtitles | (أنجيلا) ،أنتِ تتحدثي ثم يتحدث (مارتي) باسم (هكابيز)،ثم أتحدث أنا... |
| Huckabees istediğimiz her şeyle dolu. | Open Subtitles | "إناء (هكابيز) لأي شيء نريد حفظه |
| Eminim ki Dixie Chicks burada Huckabees'de kalıp aşkını göstermek isteyecekler. | Open Subtitles | حسناً، أنا متأكد أن فتيات (ديكسي) سيريدونك أن تنشري حبك... بقدر ما تستطيعين هنا في (هكابيز) |