"هكذا كان" - Translation from Arabic to Turkish

    • buydu
        
    • öyleydi
        
    • bu şekilde
        
    Şehir merkezindeki Demiryolu Kontrol Merkezinde az önce durum buydu. Open Subtitles هكذا كان المشهد قبل لحظات، خارج مقر قيادة السكة الحديدية في وسط المدينة
    Eğer onu bulursam, teklif ve anlaşma buydu. Open Subtitles أذا وجدتها, هكذا كان عرضي و ذلك كان الإتفاق
    90'lı yılların başlarında bununla ilk karşılaştığım zaman, benden öncekileri düşündüm, Malcolm Dyson ve Bob Wright mantıktan gerçekten uzaklaşmışlardır. ve size, neden durum buydu, açıklayacağım. TED و عندما مررت على هذا في اوائل التسعينات ظننت ان سلفي، مالكولم دايسون وبوب رايت قد فقدا رشدهما، و سأشرح لماذا هكذا كان الحال.
    - Üzgünüm ama öyleydi. - Buna inanabilirim! Open Subtitles ـ متأسفة,ولكن هكذا كان ـ يمككنى تصديق هذا بسهولة
    Sartlar öyleydi ki... ellerine canli düsmek istemiyorduk... Open Subtitles الموقف هكذا كان أننا لا نريد أن نسقط أحيّاء في أيدي
    Hayatının tamamını bu şekilde geçirmek zorundasın, öyle değil mi? Open Subtitles هكذا كان عليك أن تعيش حياتك بالكامل، أليس كذلك؟
    Yetiştirme yurdunda büyümüş bir çocuk olarak bu şekilde yalnız başına çok uzun zamandır elimden geldiği kadar iyi yaşamaya çalıştım. Open Subtitles هكذا كان الحال في دار الأيتام. كافحت طويلاً بثبات.. في عالم لا أحد فيه يتذكر إسمك.
    -İşte hissettiğim buydu. -Böylesine ateşli ve sıradan mı? Open Subtitles هكذا كان شعورنا حار وخشن هكذا ؟
    Senin yapman için ödedim. Anlaşma buydu! Open Subtitles دفعت لك كي تقتله هكذا كان الاتفاق
    Dr Mengele'nin ellerinde ölümle tanışmalarının gerekçesi buydu. Open Subtitles هكذا كان ، أنهم لقوا حتفهم "على يدّ الدّكتور "منجله
    Bilmiyorum. Tüm yaptığım buydu, gerçekten. Open Subtitles لا اعرف هكذا كان الامر دائما في الحقيقة
    İlişkimiz buydu senin sevdiğin de buydu. Open Subtitles هكذا كان الأمر و أنت أحببته
    Onun için adım buydu. Open Subtitles هكذا كان يناديني.
    Orada yaşanan buydu. Open Subtitles هكذا كان الوضع حينها
    Yoldaki kadında öyleydi. Open Subtitles هكذا كان حال السيدة التي صادفتها في الطريق
    Bana göre öyleydi ve bu kelimelerin hiçbirini bilmiyordum. Open Subtitles هكذا كان بالنسبة لي ولكنني لم أعلم أي من هذه الكلمات
    Babanla buraya geldiğimiz zamanlarda öyleydi, genç Kaptan. Open Subtitles هكذا كان أيها الكابتن الشاب عندما أعتدنا أنا ووالدك القدوم إليه.
    En azından düne kadar öyleydi. Open Subtitles أقلّه هكذا كان الحال حتّى الأمس
    bu şekilde olamaz..her zaman böyle olamaz Open Subtitles ليس مِن المفترض أن يكون هكذا. كان يجب علينا أن نكون مع بعضنا طوال الوقت.
    Son anlarını bu şekilde heba ettiyse, önceden gelip buraları temizleseydi. Open Subtitles لو كان سنهي حياته هكذا كان عليه ان يحضر ابنه لمثل هذا الموقف
    Silahı böyle tuttuk... bu şekilde itiyordu, sonra da düştük. Open Subtitles هكذا كان وضع السلاح ، وكان يدفع بهذه الطريقة ، وسقطنا معا
    Toplum, bu şekilde bilgiyi kaydetmiş ve aktarmış. TED هكذا كان يوثق المجتمع وينقل المعلومات.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more