Onlardan istediğim her şey yapılabilir. Bunu biliyorlar. | Open Subtitles | يجب ان يفعلون اى شىء اطلبه منهم هم يعلمون هذا ان كنت لا تعلم |
Üstelik savaşmaya izinsiz olduklarını da biliyorlar, değil mi? | Open Subtitles | و هم يعلمون ان احدا لن يطلب منهم القتال؟ |
Ama bu önemli değil. Çünkü seninle görüşeceğimi biliyorlar. | Open Subtitles | لكن هذا لا يهم ، هم يعلمون إني سوف أقابلك |
Belki de onlar ne için geldiklerini biliyorlardı. | Open Subtitles | ربما هم يعلمون تحديدا الشئ الذين اتوا من اجله |
Onu psikiyatriye yollayın. Ne yapacaklarını bilirler. | Open Subtitles | خذه الى المصح النفسي هم يعلمون كيف يجب التعامل معه |
Belki de birilerinin onları aradıklarını biliyorlardır. | Open Subtitles | حسناً ، ربما هم يعلمون . أن هناك أحد يبحث عنهم |
Onlar dün geceden beri biliyorlar biz sadece koruyoruz. | Open Subtitles | بعد ليلة البارحة و هم يعلمون اننا حمايتهم الوحيدة |
Şimdi sadece yalnız ve ümitsiziz ve onlar da bunu biliyorlar. | Open Subtitles | نحن فقط وحيدات الآن و يائسات و هم يعلمون هذا |
Belki bu şirkette iblisler vardır ve onların üstünde olduklarını biliyorlar. | Open Subtitles | حسناً ، ربما هم مشعوذون حقاً في الشركة . و هم يعلمون أنك ستلاحقيهم |
Onlarla sırf vakit geçirmek için konuştuğumu biliyorlar. | Open Subtitles | هم يعلمون أنني أتحدث معهم لتمضية الوقت فقط. |
Bu şeylere bizim silahlarımız etkili olabilir ve şimdi onlar bunu biliyorlar. | Open Subtitles | هذه الاشياء يمكن ان توذيها اسلحتنا والان هم يعلمون ذلك |
Kimsenin bir kitabı okuyacaklarına inanmadığını biliyorlar. | Open Subtitles | هم يعلمون بأنه سيحصلون على هذه لأنه لا يوجد أحد يعتقد بأنهم أذكياء كفاية للكتب الحقيقية |
Onlar da, bu toprakların bir nesilden fazlasına yetmeyeceğini hatta ona bile zor yeteceğini biliyorlar. | Open Subtitles | و هم يعلمون ان هذه الارض لا تستطيع ان تطعم سوى هذا الجيل حتى ليس بالقدر الكافي |
En azından birimizin yanlarında olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | على الأقل، هم يعلمون بأن أحدنا سيبقى معهم. |
Ülkeni sabit hale getirdiğin sonra da sivil savaşı sonlandırdığın zaman onlara tekmeyi basacağını biliyorlar. | Open Subtitles | هم يعلمون أن في اللحظة التي تستقر بها بلدك في الثانية التي تنتهي بها الحرب الاهلية فأنت ستُخرجهم من بلادك |
Ülkenizi dengeye getirdiğiniz anda iç savaşı bitireceğinizi ve onları başınızdan atacağınızı biliyorlar. | Open Subtitles | هم يعلمون أن في اللحظة التي تستقر بها بلدك في الثانية التي تنتهي بها الحرب الاهلية فأنت ستُخرجهم من بلادك |
Ayrıca sosyalizmde nasıl perişan olduklarını da iyi biliyorlar. | Open Subtitles | توزيعات المال وغيره هم يعلمون بأن الاشتراكية تجعلهم بؤساء |
Hiç anlamıyorum. Doğum günümün, benim için çok zor olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | أنا لاأفهم، هم يعلمون مدى صعوبة ذكرى ميلادي بالنّسبة إلي |
Ama onlar biliyordu. Bal gibi de biliyorlardı. O 767'lerde çocuklar vardı. | Open Subtitles | لاكن هم يعلمون بحقيقة هنالك اطفال و هم يحمولون الاسلحة |
Bölgeyi kontrol etmenin ve devletin başına boyun eğdirmenin yeterli olmadığını biliyorlardı. | TED | هم يعلمون أن السيطرة على المنطقة وإخضاع رئيس الدولة ... لم يكن كافيًا. |
Oraya vardıkları vakit gevşeyip tetikte beklemelerine gerek olmayacağını bilirler. | Open Subtitles | هم يعلمون في الوقت الذي يصلون به إلى هناك يمكنهم الهدوء ويخففون الحذر قليلا |
Hastanede yattığımı biliyorlardır da neden yattığımı kesinlikle bilmiyorlar. | Open Subtitles | أعني, أنا متأكد إلى حدّ ما هم يعلمون, لكنهم لا يعرفون ما الذي وضعني في المستشفى. |