Hiçbir şey. Sadece kapıda biri var onu biliyorum. | Open Subtitles | لا شئ، أنا أعلم أنّ هناك أحدٌ بالباب فقط. |
Kitabı şu anki şekli ile okuyamam ama bunu yapabilecek biri var. | Open Subtitles | لا أستطيع قراءة الكتاب بشكله الحالي لكن هناك أحدٌ بإمكانه |
Ön kapıda biri var. | Open Subtitles | و لكن هناك أحدٌ ما على الباب |
Tamam, onları geçeceğim şoföre bakmaya çalış bak bakalım arabanın içinde başka birileri var mı? | Open Subtitles | حسناً، سأتجاوزهم حاولي النظر للسائق و انظري إن كان هناك أحدٌ آخر معه، اتّفقنا؟ |
Onları diyen birileri var zaten! | Open Subtitles | في الحقيقة، هناك أحدٌ. |
Başka biri var mıydı? | Open Subtitles | ألم يكن هناك أحدٌ آخر؟ |
Pardon. Ön kapıda biri var, Nora. | Open Subtitles | متأسف هناك أحدٌ أمام الباب |
Bahçede biri var. | Open Subtitles | هناك أحدٌ في المزرعة |
- Burada başka biri var mı? | Open Subtitles | هل هناك أحدٌ آخر هنا؟ |
- Odada başka biri var mıydı? - Hayır. | Open Subtitles | -ولم يكن هناك أحدٌ آخر في الغرفة؟ |
- Evde biri var mı? - Yok. - Anahtarları ver. | Open Subtitles | -هل هناك أحدٌ في الشقّة ؟ |
Chaz, burada seni görmek isteyen biri var! | Open Subtitles | (تشاز), هناك أحدٌ يريد رؤيتك! |
İçeride biri var. | Open Subtitles | هناك أحدٌ هنا |
Evet, kesinlikle dışarıda birileri var. | Open Subtitles | أجل، هناك أحدٌ بالخارج بلا شك |
- Seni bekleyen birileri var mı? | Open Subtitles | -و أنت، هناك أحدٌ بإنتظارك؟ |