Hayır, ciddiyim. Yani eğer ihtiyacın olan bir şey varsa... | Open Subtitles | لا أنا أعني هذا, إن كان هناك أيّ شيء تحتاجينه |
Sizinle tanışmak için uzun yoldan geldik millet, bu nedenle eğer yapabileceğiniz bir şey varsa, bilirsiniz, durdurun şu füzeleri... | Open Subtitles | لقد قطعنا مسافة كبيرة للقائكم يا قوم إذا كان هناك أيّ شيء يمكن القيام به كمثال إيقاف هذه الصواريخ |
Hayatında ters giden bir şeyler var mıydı? | Open Subtitles | أكان هناك أيّ شيء خارج عن المألوف يحدث في حياته؟ |
Olayları anlamamıza yardımcı olması için o gece olan şeylerden bize anlatabileceğiniz bir şeyler var mı-- | Open Subtitles | سواء كان هناك أيّ شيء أنت يمكن أن تخبرنا حول الذي حدث ذلك الليل الذي قد يساعدنا للفهم... |
Yani kağıt üzerinde bir şey yok ama yemek o kadar... | Open Subtitles | أعني، ليس هناك أيّ شيء رسمي، لكنأجتماعالغذاءسار .. |
Bak, senin için yapabileceğim herhangi bir şey falan varsa... | Open Subtitles | حسنًا، اسمع، إن كان هناك أيّ شيء يمكنني فعله لك.. في أيّ وقت.. |
Oğlunu geri getirecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لأنه ليس هناك أيّ شيء .سوف يعيد لك ابنك |
Bu yüzden bunu düzeltmek için yapabileceğim bir şey varsa bana bunu söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | ولهذا أردتُ سؤالكَ عمّا إذا كان هناك أيّ شيء يمكنني فعله لأساعد على تصويب الأمور. رجاءً أعلِمني. |
Bu yüzden, terfi başvurunu desteklemek amacıyla sunmak istediğin bir şey varsa Çarşamba gününe kadar getirmen gerek. | Open Subtitles | لذا لو كان هناك أيّ شيء تريد أن تقدّمه ليدعم طلبك لتولّي المنصب، سنحتاجه بحلول يوم الأربعاء. |
Tamam, çünkü bu konuda başımıza iş açacak bir şey varsa bunu bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً، لأنه إن كان هناك أيّ شيء بهذا الأمر يمكن أن يعود ليقضّ مضاجعنا قط، فأنا بحاجة لمعرفته |
Senin için yapabileceğim bir şeyler var mı? | Open Subtitles | حسناً، هل هناك أيّ شيء يمكنني فعله لك؟ |
Sokak hakkında garip bir şeyler var mıydı? | Open Subtitles | أكان هناك أيّ شيء غريب بالشارع؟ |
İçlerinde sana yardımcı olabilecek bir şeyler var mı bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف إذا هناك أيّ شيء قد يساعدكِ |
Yapma, adamım. Bize bir şey ver. Farklı ya da olağandışı bir şey yok mu? | Open Subtitles | هيّا يا رجل، أعطِنا شيئاً هل هناك أيّ شيء مميز أو غير عاديّ؟ |
Peki fiyatını $2,495 olarak gördüklerinde ne olacak? Bununla ilgili yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | لكن ماذا يحدث عندما يكتشفوا من تلك 2495، ليس هناك أيّ شيء يمكنك فعله؟ |
O makineni içinde seni öldürmeyecek bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك أيّ شيء في ماكنة البيع التي لن تقتلك. |
Lütfen Max, eğer yapabileceğimiz herhangi bir şey varsa- | Open Subtitles | إن كان هناك أيّ شيء يمكننا أن أعرف. لقد أعلمتُ أيضاً لقد حصلتُ على البطاقة ، أيضاً |
Dinle biliyorum çok klişe ama yapabileceğim herhangi bir şey varsa. | Open Subtitles | اسمعي، أعرف إنه مبتذل، لكن إن كان هناك أيّ شيء يمكنني فعله. |
Artık hiçbir şey yok. | Open Subtitles | . لم يعد هناك أيّ شيء بعد الآن |
Boş bir akıl hastanesinden daha korkunç bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك أيّ شيء أكثر ترويعاً من مستشفى أمراض نفسيّة فارغ؟ |
Haklısın.Yardımcı olabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | حسناَ , بالتأكيد . أنا أعني إذا كان هناك أيّ شيء أستطيع أن أفعله للمساعدة |