Saat 19:00'da subaylar toplantısı var. - Taleplerinizin listesini çıkarın. | Open Subtitles | كليبتون هناك إجتماع للضباط فى السابعة جهز لى قائمة بجميع إحتياجاتك |
Yarın öğleden sonra Okul Yönetim Kurulu toplantısı var. | Open Subtitles | غداً، بعد الظهر هناك إجتماع لمجلس إدارة المدرسة |
Kahve getirebilirim, ama ortaklar toplantısı var. | Open Subtitles | بوسعي جلب لك بعضًا من القهوة، لكن هناك إجتماع الشركاء. |
Bu akşam katılmanı istediğim bir toplantı var. | Open Subtitles | هناك إجتماع ذلك أنا أودّك للحضور اللّيلة. |
Bu akşam önemli bir toplantı var, annene gelmesini söyle tamam mı? | Open Subtitles | هناك إجتماع مهم اللّيلة لذا أخبري أمّك لتأتي، حسناً؟ |
Durumu değerlendirmek için yapılan bir toplantı sonrası ki her şeyin bitmek üzere olduğu artık aleniydi. | Open Subtitles | بعد ذلك كان هناك إجتماع أخر عقد لدراسة أخر تطورات الوضع لكنه كان جلياً بالفعل أننا ندنو من النهاية |
Burada önemli bir buluşma olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أن هناك إجتماع مهم هنا |
Birinci katta yas süreci destek toplantısı var. | Open Subtitles | هناك إجتماع مواساة في الطابق الأول من المبنى. |
Bak, gelecek Salı veli/öğretmen toplantısı var Acafellas'ın ana gösteri olmasını istiyorum. | Open Subtitles | اسمع ، هناك إجتماع لأولياء الأمور ليلة الخميس القادم "و أريد من فرقة "الرفاق أن تكون الحدث الرئيسي |
2 gün içinde veraset için yönetim kurulu toplantısı var. | Open Subtitles | هناك إجتماع مجلس إدارة خلال يومين، |
Bu akşam bir kurul toplantısı var. | Open Subtitles | هناك إجتماع للمجلس الليلة |
Ayın beşinde veli toplantısı var. | Open Subtitles | هناك إجتماع للآباء في الخامس |
Yarın akşam Jenna'nın evinde zorunlu danışmanlık toplantısı var. | Open Subtitles | هناك إجتماع إلزامي لـ "المُرشد الزميل" ليلة الغد في منزل (جينا). |
10. Caddede bir toplantı var. Oraya git. | Open Subtitles | هناك إجتماع يقام في الشارع العاشر, إذهب هناك |
Ayın 15'inde toplantı var, o zamana kadar dönmezseniz nerede olduğunuzu bilmediğimi söylemek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | الآن هناك إجتماع للموظّفين في الخامس عشر، وإذا لم تعد حينها، فسوف أضطر لإخبار الناس، بأني لا أعرف أين أنت. |
İyi ki geldik..toplantı var | Open Subtitles | جيد أننا هنا , لأن هناك إجتماع كبير مع الأموات المحليين |
Burada önemli bir buluşma olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أن هناك إجتماع مهم هنا |
Miting Washington'da. Vietnam'daki savaşı durdurmak için. | Open Subtitles | هناك إجتماع في "واشينغتون" لإيقاف الحرب في "الفيتنام" |
Yemek saatinde öğretmenler toplantısı yapılacaktır. | Open Subtitles | سيكون هناك إجتماع للجنة التدريس خلال تناول الطعام |