Bu devrim yaratıcı dostum. Burada harika şeyler var Bob. | Open Subtitles | أنه سيكسر الأرض يارجل هناك بَعْض الأشياء الجميله هنا، بوب. |
Hâlâ, yapılması gereken bazı şeyler var. | Open Subtitles | ما زالَ، هناك بَعْض الأشياءِ التي يجبِ أَنْ تعْمَلَ. |
Bir sorun var, çok kötü bir sorun var. | Open Subtitles | هناك بَعْض المشكلةِ، بَعْض المشكلةِ السيئةِ جداً. |
Size bazı sorular sormak zorundayım. | Open Subtitles | كان هناك بَعْض الأسئلةِ التي كنت مجبراً على سؤالها. |
Şu yığının altında biraz yiyecek vardı. Sana biraz getirebilirim. | Open Subtitles | هناك بَعْض من اللحمِ البقرى المتقفّزِ تحت تلك الكومةِ أنا يُمْكِنُ أَنْ أَحْصلَ على البعضَ. |
Fantasia olmayabilir ama hoş ejderhalar var burada. | Open Subtitles | هي قَدْ لا تَكُون فنتازيا لكن هناك بَعْض التنيناتِ اللطيفةِ هنا. |
Başka şeyler de var ki elimde olmadan hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | هناك بَعْض الآخرين أيضاً لا أَستطيعُ التَذْكر مُرتجلاً |
Biliyorum, biraz ek para kazanmamın bir yolu var mıydı diye düşündüm de. | Open Subtitles | أَعْرفُ ذلك، لَكنِّي كُنْتُ أَعتقدُ، إذا كان هناك بَعْض الطريقِ الذي أنا يُمْكِنُ أَنْ صنع مال شيء قليل إضافي. |
Bilmek istemediğimiz şeyler var! Önemli şeyler! | Open Subtitles | حَسنُ، أَعتقد أن هناك بَعْض الأشياءِ التي لا نريد أن و هى أشياء مهمة. |
Şu tarafta güzel koridorlar var. | Open Subtitles | حَسَناً هناك بَعْض مداخل لذلك الطريقِ جيدِة |
Arkadaşlarım var olmasına rağmen,.. | Open Subtitles | كان هناك بَعْض الرجالِ حاولوا التقرب منى |
İçerde sağ tarafta emanet dolapları var. | Open Subtitles | بينما تَدْخلُ فى البابَ الأماميَ هناك بَعْض الخزائنِ على يمينك. |
Yapmam gereken bazı şeyler var Halletmem gereken şeyler. | Open Subtitles | هناك بَعْض الأشياءِ مِنْ الضروري أن أعتنى بها |
Tabi paralı biri olduğu da belli, çünkü zenginlere özgü bir burnu var. | Open Subtitles | من الواضح هناك بَعْض المالِ إختلطَ في هناك لأنه يُحْصَلُ على ذلك، تَعْرفُ، أنف مالِ |
Hayır, kesinlikle unutmak istemeyeceğim birkaç şey var | Open Subtitles | لا، كان هناك بَعْض المادةِ أنا بالتأكيد لا أُريدَ نسيانها. |
bazı çocuklar şu an oraya gidiyorlar, onları limana geri getirmeni istiyorum. | Open Subtitles | هناك بَعْض الأطفالِ يُبحرونَ هناك أنا أُريدُ إستعادههم إلى الميناءِ نعم . |
Sadece yanlış insanı aradınız. Eminimki doğuda iyi bazı doktorlar vardır. | Open Subtitles | لقد طلبت الشخصَ الخاطئْ متأكّدُ بأن هناك بَعْض أطباءِ الخيول اللَطِيفينِ في المنطقة الشرقية |
Hayır. İnsan bazı haberleri kendi vermek istiyor. | Open Subtitles | لا، لا، لا، هناك بَعْض الأخبارِ تُريدُ تَسليم نفسك. |
O yaz bize yol gösteren bir güç vardı. | Open Subtitles | كان هناك بَعْض القوةِ تَوجهنا ذلك الصيفِ. |
Belki bunu düzeltmenin bir yolu vardır. | Open Subtitles | الله، لَرُبَّمَا هناك بَعْض الطريقِ أنا يُمْكِنُ أَنْ ما زِلتُ عكسيَ هذا. |