"هناك تحت" - Translation from Arabic to Turkish

    • altında
        
    • orada
        
    orada, kırbaç darbeleri ve prangalarla, güneşin altında... ilk gençlik ve delikanlılık günlerini... köleciliğin yok oluşunu düşleyerek yaşadı. Open Subtitles قبل عيد ميلاده الثالث عشر هناك , تحت السياط و السلاسل و تحت أشعة الشمس لقد عاش شبابه و سنين رجولته المبكرة
    - Yani o köprünün altında saklandığı...? Open Subtitles هل تقصد أنه يختبىء هناك تحت نفس الجسر000؟
    Ermenistan göğü altında onunla cinsel ilişkiye girdim. Open Subtitles و هناك, تحت السماء الأرمينية قمنا بالأتصال الجنسي.
    orada, kilolarının altında saklanıyor kendi gölgesinden korkuyor!" Open Subtitles انها هناك.. تحت طبقات جسمها السمينة خائفة من ظلها
    Şurada bilhassa hızlı bir fare var, su sürahisinin altında. Open Subtitles هناك واحد منهم خطير هناك تحت إبريق الماء
    Metal kutunun içinde! Şuradaki rafın altında! Open Subtitles انهم فى ذلك الصندوق المعدنى هناك تحت الرف
    Metal bir kutunun içindeler. Şuradaki rafın altında! Open Subtitles انهم فى ذلك الصندوق المعدنى هناك تحت الرف
    Saatlerce muhafaza altında tutuldum. Open Subtitles لقد أحتجزوني هناك تحت الحراسة لساعات معدودة
    O beşini şurada, üzeri toprakla kaplı bir brandanın altında bulduk. Open Subtitles وجدنا الخمسة هناك تحت القماش المشمّع مغطاة بالأرض
    Kaplumbağanın ısısı merkezde olur, kafaların altında saklıdır. Open Subtitles الدفء موجود .. هناك تحت مأوى السلاحف مختفى تحت الرؤوس
    Kayıp Önleme Programı gereği ordu onu silah altında tuttu. Open Subtitles كان من المفترض ان يعود للوطن أبقاه الجيش هناك تحت برنامج توقف الخسارة
    Anahtar 223 numaralı kutunun altında duran küçük çengelde asılı duruyor mu? Open Subtitles المفتاح المعلق على ذلك الخطاف الصغير هناك تحت الرقم 223؟
    Burada, hayaletler hâlâ su altında gizlenmektedirler. Open Subtitles ولا تزال تختبأ الأشباح هناك تحت سطح الماء
    Bu her neyse, iki bin yıldır suyun altında yatıyormuş. Open Subtitles ،أياً يكن فقد كان يجلس هناك تحت الماء لـ 2,000 سنة
    Aslında evde kapalı kalmamıştı... evin altında yaşıyordu. Open Subtitles في الواقع، لم يكن وكأنه كان عالقاً لكنه كان يعيش هناك تحت المنزل
    Yemeklerini yerler sonra da orada, o ağacın gölgesi altında başka şeyler yaparlardı. Open Subtitles و، آه، كانا يأكلان ثم يفعلا شيئاً آخر هناك تحت ظل شجرة.
    Şu çılgın şapkanın altında seni orada zar zor görebildik. Open Subtitles لقد شاهدناك هناك تحت هذه القبعة
    - Ama hala orada. Boyanın altında. Open Subtitles ولكن الجدارية بقيت هناك تحت الطلاء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more