Arkasında küçük bir dağ var. Son baharda çok güzel olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | هناك جبل صغيرا في الخلف يقولون انها جميلة حقا في الخريف. |
Bu bir Alman efsanesi, hikâyenin bir yerinde muhakkak bir dağ olur. | Open Subtitles | إنها أسطورة ألمانية. وبالطبع سيكون هناك جبل في مكانِ ما. |
Garip bir dağ var. İçi oyuk. | Open Subtitles | هناك جبل صخري غريب وهنالك .حفرةٌ دائريةٌ بمنتصفه |
Şimdi önünde bir dağ var | Open Subtitles | الآن هناك جبل في تلك المسافة أي جزء سترينه أولاً؟ |
Ama farkettim ki, etrafta bir aktör olarak dolanmak, bu durumun içindeki alıntılar yeterli değildi, tırmanmam gereken bir dağ, çıkmam gereken bir seyahat olmalıydı. | TED | ولكنني أدركت بانني بينما كنت أتلاعب بتركيب النص كممثل بان سلسلة من الصوت والكلام لا يكفي يجب ان يكون هناك جبل حتى يمكننا تسلقه يجب ان يكون هناك رحلة حتى استطيع ان اخوضها |
Bizim ve gümüşlerin arasında bir dağ var. | Open Subtitles | الآن هناك جبل بيننا وبين الفضة |
Eğer, yolu üzerinde bir dağ yoksa. | Open Subtitles | لا, اذا كان هناك جبل في الطريق |
Daha yüksek bir dağ Yok | Open Subtitles | وليس هناك جبل عالي |
Ve çok yüksek bir dağ yoktur. | Open Subtitles | وليس هناك جبل عالي |
"Dev bir dağ alev alev yanacak." | Open Subtitles | "و سيكون هناك جبل عظيم متقد بالنار" |
Sonra kocaman bir dağ gözüktü. | Open Subtitles | وكان هناك . جبل كبير جداً |
"Saf elmastan yapılmış bir dağ var." | Open Subtitles | كان هناك جبل من الألماس النقي |
bir dağ var. | Open Subtitles | هناك جبل. |