Ama yolda çok enkaz var. Arabayla geçilmez orası. | Open Subtitles | أجل، ولكن هناك حطام كثير بالطريق لن تمر السيارة من هناك أبدًا |
Görünen o ki, 18'in birkaç mil batısındaki vadide iki uçağa ait enkaz var. | Open Subtitles | على ما يبدو، هناك حطام من كلا الطائرتين في الوادي على بعد عدة أميال غرب 18 |
Önümüzdeki yedi kilometrede raylarda enkaz var. | Open Subtitles | هناك حطام على السكة! على مسافة كيلومترات أمامنا. |
Bilmiyorum, öğretmenim. Galiba gemi enkazı var. | Open Subtitles | لا اعرف ، أعتقد هناك حطام سفينة |
Gemi enkazı var. Paul! Köylüleri uyandır. | Open Subtitles | (هناك حطام سفينة يا (بول إذهي وأيقظ القرية |
- Gemi enkazı var, Jud! - Nerede? Nereye vurmuş? | Open Subtitles | (هناك حطام سفينة يا (جود - أين؟ |