Charles'ın ikisini de kullandığına dair hiç bir kanıt yok. | Open Subtitles | لايوجد هناك دليل على ان تشارلز قد فتح اي منهما. |
Sadece birkaç tanesi cımbızlanarak alınır ve tüm bu deneyler bu çalışmalara dayandırılır, fakat bu geçerli bir kanıt oluşturmaz. | TED | لقد التقطوا كما قليلا فقط، وتستند كل هذه التجارب على تلك، ولكن ليس هناك دليل جيد على الإطلاق. |
Buranın Neferu'nun son dinlenme yeri olduğuna dair kanıt yok. | Open Subtitles | ليس هناك دليل على انه المكان الذي دفن فيه نيفرو |
Geribildirimlerin başladıklarına dair kanıtlar var. | TED | هناك دليل أن ردود الفعل قد بدأت بالفعل. |
Ve birçok cinsel saldırı kanıtı var. | Open Subtitles | و كان هناك دليل على الاعتداء الجنسي,مرات كثيرة |
Ama eğer üyelik fişlenmiş birini - komünist olarak fişlenmiş - seçerse ve bizim kurumumuza karşı bir delil yoksa, ve onu bana okumana gerek yok, yazılmasında yardımcı olmuştum, onu seçilmiş pozisyonundan indirme hakkımız olmaz. | Open Subtitles | كانلوتمانع،شيوعي.. وليس هناك دليل في دستورنا، ولم يكن عليك قراءته عليّ لأنّي ساعدت في كتابة المقال، |
Onu kimin ezmek isteyeceğine dair bir ipucu var mı diye bakacağım. | Open Subtitles | لمعرفة ان كان هناك دليل على يجعل أي شخص يريد دهسه |
Hatta bu suçlardan birini işlememiş olsa da ve her hangi bir kanıt olmasa bile o bu suçlarda taşımaya katıldı bunun anlamı, oluşturma ya da netice. | Open Subtitles | بالرغم من أنَّة لم يرتكبتْ أيّ من تلك الجرائمِ، وبالرغم من أنّةَ ليس هناك دليل بانة شاركَ في تَنفيذ تلك الجرائمِ، |
Bu durumda hiç bir kanıt yoktur suça katılımı daha önce bahsedilen olaylarda ve dolayısıyla onun bilinçli ve gönüllü olduğuna dair her hangi kanıt yoktur adli olaylarda katkısı... | Open Subtitles | في هذه الحالةِ ليس هناك دليل لإشتراكِ المُتَّهمينِ في الأحداثِ المَذْكُورةِ سابقاً، |
Eğer diğerinin olmadığına dair resmi bir kanıt varsa yada daha önce ölmüşse, ödülün tümü kalan kişi içindir | Open Subtitles | اذا كان هناك دليل رسمى أنه لا وجود لهم أو اذا كان قد توفى ستذهب المكافأة للهدف المتبقى |
onların çağırılması haricinde, onları suça nağlayan hiç bir kanıt yok. | Open Subtitles | ماعدا هم الواحد الذي دعاه في، وليس هناك دليل مطلقا لربطهم إلى الجريمة. |
Ağır madde kullanımına ya da damardan aldığına dair hiçbir kanıt yok. | Open Subtitles | ليس هناك دليل على مواد أثقل أو استخدام المخدرات عن طريق الحقن. |
Bunu destekleyen hiç kanıt yok --sadece bazı insanlar hücrelerin, yapabildiklerini yaptıklarına inanmıyorlar. | TED | و ليس هناك دليل يقول, غير الناس الذين فقط لايؤمنون بأن الخلايا تستطيع أن تقوم بما تفعله. |
Katilin hiçbirimizin tanımadığı biri olduğuna dair kanıtlar var. | Open Subtitles | هناك دليل يدعم نظرية أن الجريمه أرتكبت بواسطة شخص غريب عننا كلنا |
Demek ki bir yerde bir havluda bu kurbana ait kanıtlar var. | Open Subtitles | إذا في مكان ما,هناك دليل لهذه الضحية على منشفة |
İkisini de destekleyen kanıtlar var ama bir sonuca ulaşmak için yeterli değil. | Open Subtitles | هناك دليل يدعم كلاهما ولكن ليس كافيا للوصول الى نتيجة |
Eklemeyen her türlü çılgınlığın kanıtı var. | Open Subtitles | هناك دليل على كل أنواع الأشياء الجنونية التي تبدو غير منطقية |
Üstteki yolun kenarında boğuşma kanıtı var. | Open Subtitles | هناك دليل على وجود شجار على جانب الطريق اعلاه |
Kendisini savunduğuna dair hiç bir delil yok. | Open Subtitles | ليس هناك دليل على أنه حاول الدفاع عن نفسه |
Eski dosyalarınızı inceleyip kaçırdığımız bir ipucu var mı diye bakacağız biz de. | Open Subtitles | سنلقي نظرة لملفاتك القديمة , ونرى إذا هناك دليل قد غاب عنا |
Üçüncü cinayetle, Başmüfettiş, geride bir ipucu daha kaldı. | Open Subtitles | كان هناك دليل صغير قد تُرك يا سيدي المفتش مع عملية القتل الثالثة |
Suiistimal edildiğine dair kanıtlar vardı. Sosyal Hizmetler'i aramamakla büyük risk aldın. | Open Subtitles | كان هناك دليل على إساءة المعاملة لقد خاطرت قضائياً بعدم إبلاغ خدمات الأطفال |
Her çekmece, her lanet soyunma, ve hiçbir kanıt yoktur | Open Subtitles | , كل درج , كل خزانة لعينة وليس هناك دليل |
Dediğini gösteren çok az kanıt var ama asıl söylediği aslında çok daha güzel, ve elimdeki kağıtta. Şimdi size okuyacağım. | TED | هناك دليل صغير يدعم هذا، لكن ما قاله هو في الحقيقة أجمل بكثير، ومرة أخرى، لقد طبعت هذا وسوف أقرأه. |