"هناك ذاك" - Translation from Arabic to Turkish

    • var
        
    • vardı
        
    Yeni bir çocuk var, Roman, olayların gelişimiyle ilgili bana garezi var. Open Subtitles هناك ذاك الشاب الجديد رومان والذي كان متألمًا من كيفية حدوث العملية
    Eğer kendi küçük güneş sistemimizde yaşamın var olması için bu kadar çok potansiyel varsa evrenin geri kalanı hangi hayal edilemez sırlar içeriyor? TED إذا كان هناك ذاك الاحتمال الكبير لوجود الحياة في نظامنا الشمسيّ الصغير، فما هي الأسرار التي قد لا تتخيّلها والتي قد يحتويها باقي الكون؟
    Haftada bir uğrayan şu adam var, ve havuz başında takılıyoruz Open Subtitles هناك ذاك الرجل الذي يأتي مرة في الأسبوع والذي نتسكع معه قربَ المَسبح
    Bir çanta dolusu mayın taşıyan bir Sırp militan vardı. Open Subtitles وكان هناك ذاك المُحارب الصربي مع كيس من الألغام الأرضيّة،
    Ve bir de bir yargıç vardı Open Subtitles و كان هناك ذاك القاضي , الذي كان يريدها بجنون
    O uçakta olmamalıydım ama bindim gizli ajan gibi bi adam vardı Open Subtitles المهم أني كنت عليها , وكان هناك ذاك الرجل كأنه عميل سري او شئ من هذا القبيل
    Bir robot var, bu köprüye bakım yapıyor. Open Subtitles وكان هناك ذاك الآليّ، كان يعمل بصيانة الجسر.
    Yolun aşağısında küçük bir yer var. Open Subtitles إذن هناك ذاك المطعم الجميل بوسط المدينة.
    Portland'da biri var, arkadaşımın arkadaşı. Open Subtitles هناك ذاك الرجل في بورتلاند, صديق احد اصدقائي
    Bir adam daha var. O da essiz. Open Subtitles كان هناك ذاك الرجل الآخر، هو الآخر فريد من نوعه.
    Ben hiçbirini tanımıyorum, şurada Roger var. Open Subtitles أنا لا أعرف أي شخص، هناك ذاك الرجل يدعى روجر
    Şey, çalıştığım restoranda bir çocuk var. Open Subtitles حسنا, هناك ذاك الشاب في المطعم حيث أعمل
    çalıştığım restoranda bir çocuk var. Open Subtitles حسنا, هناك ذاك الشاب في المطعم حيث أعمل
    Gitmem gereken bir yer var. Open Subtitles -حسنًا، هناك ذاك الشيء الذي يجب أن اذهب إليه
    Kavşak tarafında, yetişkinler için geçiş tesisleri de var. Open Subtitles هناك ذاك البرنامج للراشدين طرق إنتقالية
    Sonra bir de gittiği her yere çantasında köpeğini de götüren bir adam vardı. Open Subtitles وبعدها كان هناك ذاك الشخص اللذي يحضر كلبه في حقيبته معه في كل مكان يذهب له.
    Geçen hafta şehir merkezinde bir adam vardı. Open Subtitles كان هناك ذاك الرجل في وسط المدينة الأسبوع الماضي.
    Evet, geçen hafta onu görmeye gelen biri vardı. Open Subtitles أجل، كان هناك ذاك الرجل الذي جاء الأسبوع الماضي. احذرا.
    Arabasını doldurup giden bir adam vardı ve bize taze domates verdi. Open Subtitles كان هناك ذاك الشخص الذي لديه حمولة في سيارته.. وقد منحنا طماطم طازجة.
    Bay Hafıza denen adam 85 yaşındaydı ve hala hafızası vardı... Open Subtitles كان هناك ذاك الرجل، "السيد ذاكرة" كان عمره خمسة و ثمانين، و يتمتع بذاكرةٍ قوية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more