Onun sayesinde, belki bir gün senin ve benim insanlarım arasında uzun süre bir barış olacak. | Open Subtitles | لأنها هي، ربما يوما ما سوف يكون هناك سلام دائم بين شعبينا |
Ve silahların ağzı dolu olduğu ve oldukça fazla mermi olduğu sürece asla bir barış olamaz. | Open Subtitles | ولايمكن ان يكون هناك سلام ابدا طالما يتم تحميل البنادق وهناك الكثير من الذخيرة. |
Ortada bir barış olmamasına rağmen sürekli barışı korumaya sağlıyormuşum gibi. | Open Subtitles | كأنني أحاول أن أحفظ السلام بشكل دائم حتى لو لم يكن هناك سلام لنحافظ عليه |
insanlar barışı çılgınca istediklerinde ve Devletler bunu insanlara vermek zorunda kaldıklarında, | Open Subtitles | وسيكون هناك سلام عندما ناس العالم أرده لذا بشكل سيئ |
insanlar barışı çılgınca istediklerinde | Open Subtitles | وسيكون هناك سلام |
ikimiz de ölene dek bizim için huzur yok. | Open Subtitles | أنت تعلمُ أنه لن يكون هناك سلام لأيٍّ منا, إلى غاية موتنا نحن الإثنان. |
Sadece savaştan sonra bulunan bir barış vardır. | Open Subtitles | هناك سلام لا يوجد الا عبر الحرب |
Huzur bul, baba. Benim için huzur yok. | Open Subtitles | ابحث عن السلام، يا أبي - ليس هناك سلام لي - |
Sana huzur yok | Open Subtitles | ليس هناك سلام في الشر |
Şu anda her şey sakin görünse de bir savaşçı için huzur mevzubahis olamaz. | Open Subtitles | و الآن تبدو الأمور هاذئة لكن لمحارب . لم يكن ليصبح هناك سلام |