"هناك شيئ" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir şey var
        
    • bir şeyler
        
    • birşey var
        
    • şeyler var
        
    • bir şey yok
        
    • şey varsa
        
    • şey vardır
        
    • bir şey varmış
        
    • bir şey olduğunu
        
    Bak cidden erimiş peynir kadar güzel bir şey var mı? Open Subtitles اعني .. حقاً هل هناك شيئ لذيذ مثل الجبنة الذائبة ؟
    Aslına bakarsan evvelden beri haklı olduğun bir şey var. Open Subtitles حسنا، ربما هناك شيئ قد كنتَ محقا عنه منذ البداية
    Ama uzay hakkında inandığım bir şey var: Uzay, beni öldürmeye çalışıyor. TED لكن هناك شيئ واحد بشأن الفضاء أنا مؤمن به: وهو أنه يحاول قتلي.
    Ama içimde bir şeyler olduğunu hissediyorum. bir şeyler olmak üzere. Open Subtitles و لكنى أشعر أن هناك شيئ ما يحدث لى و سيتحقق
    İstediğim birşey var, ve sen de bunu yapmama izin vereceksin. Open Subtitles هناك شيئ اريده ، وانتِ سوف تضطرين لسماحك لي بفعله
    Ona söylemem gereken şeyler var gitmeden önce fırsatını bulup hiç söyleyemediğim şeyler. Open Subtitles هناك شيئ اريد قوله له لم يكن لدي فرصة لقولة قبل ان ارحل
    Tatlım, önemli bir şeyin zamanı geldin. Yapman gereken bir şey var. Open Subtitles هناك أمر هام استجد يا عزيزى هناك شيئ يجب عليك فعله
    Sana söylemem gereken bir şey var. Open Subtitles هناك شيئ علي أن أخبركِ به لا أدري إن كان مهماً
    Sizi Bill'e teslim etmeden önce konuşmak istediğim başka bir şey var. Open Subtitles قبل أن أحولك إلى بل هناك شيئ واحد آخر أعتقد أننا يجب أن نتحدث بشأنه
    Führer'im bugün ayrılmadan önce, size söylemem gereken bir şey var. Open Subtitles قائدي.. هناك شيئ يجب أن أعلمك به قبل مغادرتنا.
    Bilmem gereken başka bir şey var mı? Herhangi bir şey? Open Subtitles هل هناك شيئ آخر يجب أن أعلمه أعني أي شيئ على الأطلاق ؟
    - Ters bir şey var. - Geri dönsek iyi olur. Gidelim çocuklar. Open Subtitles هناك شيئ خطأ - من الأفضل أن نعود ، هيا يا رفاق -
    Benim de sana söylemediğim bir şey var. Open Subtitles هناك شيئ يفترض بي ان لا اخبرك به ايضاً ؟
    Yüzbaşı Murtaugh biliyorum, sırası değil ama benim hakkımda bilmen gereken bir şey var. Open Subtitles القائد مورتو انا اعلم انه وقت مزعج لكن هناك شيئ يجب ان تعلمه عني
    Yapabileceğim bir şeyler olmalı! Seni kurtarmanın bir yolu olmalı! Open Subtitles لابد أن هناك شيئ يمكنني فعله طريقة ما لاقوم بإنقاذكِ
    Bu plajda çok dinlendirici ve zarif olan bir şeyler var. Open Subtitles هناك شيئ مريح جدا, وأنيق بشأن الشاطئ. أتعرفين ماذا أقصد ؟
    Eski kocanı yerin dibine sokmak için yapabileceğimiz bir şeyler olmalı. Open Subtitles لابد أن يكون هناك شيئ يمكننا القيام به لتفسيد زوجك السابق
    Şimdi, başka birşey var mı yoksa dünyayı farklı gördüğümüz için beni azarlamaya devam mı edeceksiniz? Open Subtitles والآن، هل هناك شيئ آخر، أم أنّكما تريدان توبيخي لأنّنا نرى العالم بشكل مختلف.
    Arkadaşımın çok sevdiği birşey var ve ben bir nedenden dolayı onu kıskanıyorum. Open Subtitles هناك شيئ صديقي حقا يحبه . ولسبب ما , اشعر بالغيرة منه .
    Telefonunuza mesaj gelmesi kadar doğal bir şey yok. Open Subtitles ليس هناك شيئ مميز بالحصول على رسالة نصية
    Eğer Paul'le daha mutlu olmamızı sağlayacak bir şey varsa, bunu öğrenmek zorundayım. Open Subtitles أحتاج أن أعرف إذا كان هناك شيئ سيجعلني أسعد من وجودي مع بول.
    Benim deneyimime göre basit bir rica büyük bir karşılık alırsa ya yanlış bir şey vardır ya da bir şey kazanmışımdır. Open Subtitles بناءً على خبرتي عندما يكون هناك رد فعل كبير لطلب صغير اما أن بكون هناك شيئ سيئ أو اني سأحصل على جائزة
    Yazık, çünkü yapacağı bir şey varmış. Open Subtitles لأنه كان هناك شيئ عليه القيام به
    Bunu çekerken çok özel bir şey olduğunu düşünmüştüm, bunu biliyordum. Open Subtitles لقد علِمت ذلك عندما إلتقطتُها لقد كان هناك شيئ مميز فيها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more