Beraber olursak yapamayacağımız şey yok, tıpkı benimle baban gibi. | Open Subtitles | هناك لا شيء الذي نحن لا نَستطيعُ نَعمَلُ إذا نُتآزرُ، |
Mulder, yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | مولدر، هناك لا شيء الذي أنت يمكن أن تعمل. |
O iyi bir askerdi, ama onu geri getirmek için yapabileceğin bir şey yok! | Open Subtitles | هي كانت صلبة جيدة، مولدر، لكن هناك لا شيء الذي أنت يمكن أن تعمل لإعادتها. |
Yasal olarak yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | هناك لا شيء الذي أنت يُمْكِنُ أَنْ تَعمَلُ مِنْ وجهة نظر قانونية. |
Eğer bana inanmıyorsan yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | وإذا أنت لا تَعتقدُني، ثمّ هناك لا شيء الذي أنا يُمْكِنُ أَنْ أعْمَلُ. |
Bebeğim, beni korkutabilecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | الطفل الرضيع، هناك لا شيء الذي يُمْكِنُ أَنْ يُخيفَني. |
Yapabileceğimiz bir şey yok Niles. | Open Subtitles | هناك لا شيء الذي نحن يُمْكِنُ أَنْ نَعمَلُ، النيل. |
Yapabileceğim hiç bir şey yok. | Open Subtitles | هناك لا شيء الذي أنا يُمْكِنُ أَنْ أعْمَلُ. |
Eğer şikayetinizi geri alıyorsanız, yapacak bir şey yok. | Open Subtitles | إذا أنت تَسْحبُ الشكوى، هناك لا شيء الذي أنا يُمْكِنُ أَنْ أعْمَلُ. |
Benim yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | هناك لا شيء الذي أنا يُمْكِنُ أَنْ أعْمَلُ. |
Zaman geçtikten sonra, yüzleşmekten korkacağım hiçbir şey olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | ومتى هو على أَعْرفُ هناك لا شيء الذي يُمْكِنُ أَنْ يَحْدثَ بأنّني لن أَقبل الشجاعةُ للمُوَاجَهَة. |
Horatio yapabileceğin hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | هوراشيو... هناك لا شيء الذي أنت كان يُمكنُ أنْ تَعْملَ. |
Seninle beraber başaramayacağımız hiçbir şey... | Open Subtitles | سوية هناك لا شيء الذي نحن لا نَستطيعُ... [آهات دافن] |