Onu kenara götüreceğim. Onu orada yalnız bırakacağım. | Open Subtitles | سأقودها فوق الأسوار وأتركها هناك لوحدها |
Acele etmeliyiz. Sylvia'nın orada yalnız kalmasını istemiyorum. | Open Subtitles | علينا أن نسرع لا أريد أن تجلس (سيلفيا) هناك لوحدها |
Fi'nin orada yalnız başına rehine aramasından geriliyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أكره وجود (في) هناك لوحدها تبحث عن الرهينة بنفسها |
Ve onu yalnız bıraktım. Onu yanımda götürebilirdim. Onu arkadaşlarıma bırakabilirdim. | Open Subtitles | و تركتها هناك لوحدها كان يمكن أن آخذها معي |
Her neyse, onu yalnız bıraktım. O sıralar altı kişiyi boğazlayan birinin davasıyla ilgileniyordum. | Open Subtitles | تركتها هناك لوحدها , في ذلك الوقت كنت أعمل على قضية |
Onu orada yalnız bırakmak istemedim. | Open Subtitles | لم أرد أن أتركها هناك لوحدها |
onu yalnız bırakmamalıyım. | Open Subtitles | لم يكن يجب أن تذهب هناك لوحدها |
Orada onu yalnız mı bıraktın? | Open Subtitles | تركتها هناك لوحدها ؟ |