Lütfen buna izin vermeyin. Yapabileceğiniz bir şey olmalı. Lütfen. | Open Subtitles | أرجوك, لا تسمح بهذا حتماً هناك ما يمكنك فعله, أرجوك |
- Yapabileceğiniz bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هناك ما يمكنك فعله |
Anchorage için üzgünüm, yapabileceğin bir şey yoktu. | Open Subtitles | عذرا بشأن أنكوراج ، لم يكن هناك ما يمكنك فعله |
Alan, pençelerini adama geçirmiş, aç gözlü bir kadına karşı yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | -أمي -ألن)، ليس هناك ما يمكنك فعله) .. حينما تغرس امرأة جشعة مخالبها برجل ضعيف |
Onun için Yapabileceğiniz hiçbir şey yok muydu? | Open Subtitles | لم يكن هناك ما يمكنك فعله لأجلها؟ |
Yapabileceğiniz hiçbir şey yok mu? | Open Subtitles | أليس هناك ما يمكنك فعله ؟ |
Ya da top bir kere yuvarlanmaya başladı mı, kimsenin durdurmak için... | Open Subtitles | أو كم مرة هنا عندما تبدأ الكرة بالتدحرج وليس هناك ما يمكنك فعله... |
Bazen hayat bu kadar boktandır işte ve Yapabileceğin hiçbir şey yoktur. | Open Subtitles | الحياة أحياناً مجرد بركة قاتمة من اليأس وليس هناك ما يمكنك فعله |
Yapabileceğiniz bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك ما يمكنك فعله |
Evet, Yapabileceğiniz bir şey var. | Open Subtitles | نعم، هناك ما يمكنك فعله |
yapabileceğin bir şey yok mu? | Open Subtitles | أليس هناك ما يمكنك فعله لنا؟ |
Pete, yapabileceğin bir şey yoktu. | Open Subtitles | -بيت)، لم يكن هناك ما يمكنك فعله) |
Yapabileceğiniz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك ما يمكنك فعله |
Ya da top bir kere yuvarlanmaya başladı mı, kimsenin durdurmak için bir şey yapamayacak olmasını. | Open Subtitles | أو كم مرة هنا عندما تبدأ الكرة بالتدحرج وليس هناك ما يمكنك فعله لتوقفها! |
Beni durdurmak için Yapabileceğin hiçbir şey yok çünkü sen hapse tekrar girmek istemeyen korkak bir ihtiyarsın. | Open Subtitles | ولا يوجد هناك ما يمكنك فعله لوقفي، لأنك مُجرد عجوز خائف ... ، لا يريد العودة للسجن. |
Bunu değiştirmek için Yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك ما يمكنك فعله لتغييره |