| Aslında iki ev aşağıda satılık bir ev var. | Open Subtitles | وفي الحقيقة .. هناك منزل للبيع على بعد بابين من منزلكم |
| - Teslimat güzergâhımın üzerinde, harika bir ev var, içi değerli eşyalarla dolu ve alarm yok. | Open Subtitles | هناك منزل رائع على طريقي يوجد به كل الأشياء الثمينة وبلا جرس أنذار |
| Geliyoruz, hiçbir şey yok. Birkaç hafta sonraysa bir ev var. | Open Subtitles | نصل، فلا نجد شيء وبعد أسابيع قليلة، يصبح هناك منزل |
| Yeşilliklerin karşısında avlusu ve balkonu olan, bahçeli büyük ve gri, tahta bir ev vardı ve hemen yanında eski at arabalarının sıralandığı bir ahır vardı. | Open Subtitles | عبر الحقول الخضراء كان هناك منزل خشبى كبير ورمادى به رواق ونوافذ وشرفة بجانبه إسطبل مميز الشكل بداخلة عربات قديمة |
| Kesinlikle bir ev ve yüzük var. Hatta belki çocuklar. | Open Subtitles | سيكون هناك منزل بكل تأكيد ..وخاتم وربما أطفال |
| - Bu evin güzel mi güzel bir misafir evi var. | Open Subtitles | هناك منزل للضيوف بهذه الملكية وانه رائع جدا |
| Fairview kasabasında bir ev vardır. | Open Subtitles | هناك منزل في بلدة "فيرفيو" |
| Yani kaynaklarımızı gözden geçirmeli ve bölgede güvenli bir ev var mı, bakmalıyız. | Open Subtitles | لذا يجب أن نتحقّق من مصادرنا ونرى إذا كان هناك منزل آمن في المنطقة |
| Kiliseden 300 metre falan ötede ağaçtan bir ev var. | Open Subtitles | حوالي 300 متر من الكنيسة، يوجد هناك منزل خشبي. |
| Buradan birkaç blok ötede bildiğim bir ev var. | Open Subtitles | هناك منزل أعرفه على بعد عدة شوارع من هنا |
| Bunun gibi bir ev var bütün şehirlerde, bütün ülkelerde, bütün bu geniş dünyada | Open Subtitles | هناك منزل كهذا بكل مدينة وبكل مقاطعة بالعالم |
| Bir yüzen ev var. Cape Fear Nehrinde bir yerde bağlı. | Open Subtitles | هناك منزل عائم على نهر كيب فير |
| Buranın kuzey yakasında, tek başına duran bir ev var. | Open Subtitles | على الخليج الشمالي, هناك منزل. |
| Evvel zaman içinde, saman, ahşap ve tuğladan yapılmış bir ev varmış. | Open Subtitles | كان يا مكان، كانت هناك منزل صنع من القش و الخشب و الطوب |
| Bir zamanlar sahil kıyısında bir ev varmış. | Open Subtitles | نعم فى وقت ما , كان هناك منزل صغير على الشاطىء |
| Yolun sonunda bir çiftlik evi var. | Open Subtitles | هناك منزل ريفي على الطريق.. |
| Büyük boş bir yol evi var... | Open Subtitles | . هناك منزل فارغ قديم كبير |
| Fairview kasabasında bir ev vardır. | Open Subtitles | هناك منزل في بلدة "فيرفيو" |
| # Bir küçük ev vardır... # | Open Subtitles | هناك منزل صغير ... |
| Bakın, ola ki başınız belaya girerse şurada bir kulübe var. | Open Subtitles | اسمعوا ان واجهتكم مشاكل هناك منزل فقط على الجانب الاخر من تلك النقطة |