"هنالك شئٌ" - Translation from Arabic to Turkish

• bir şey
• var

Cidden hızlı yol alan bir şey varsa o da kızarmış yemektir.
وإذا كان هنالك شئٌ يجيد الترحال فإنّه الطعام المقليّ

Çünkü hiçbir şart altında izin vermeyeceğim tek bir şey var. Kimse benim oğlumu haklayamaz.
لأنّ هنالك شئٌ وحيد لن أرضى به تحت أيّ ظرف أو من أيّ شخص

Ve daha önce tecrübe sahibi olduğunuz bir şey varsa söyleyin.
إذا أردت يمكنك أن تلقي نظرة على هذه القائمة وأعلمني إذا ما كان هنالك شئٌ

Paris'te, kül tablası dedikleri şeylerden var.
في باريس هنالك شئٌ يسمّونه منفضة السجائر

Hızlandırmak için bir şey yapabilir miyim?
هل هنالك شئٌ ما يمكنني فعله لتسريع الأمر ؟

Pennsylvania istasyonundaki restoranda olacağını ve bilmem gereken bir şey olduğunu söyledin.
ذلك أنّك ستكون في مطعم محطة بنسلفانيا وأنّه هنالك شئٌ ظننت أنّني سأريد معرفته

Ağzımı meşgul eden başka bir şey olsaydı...
حسنٌ، ربما لو كنا هنالك شئٌ يجعل فمي مشغولاً

Çocuğunu kaybetmekten daha kötü bir şey yoktur.
عندما تفقدين طفلكِ... ليس هنالك شئٌ أسوأ على وجه الأرض

Ama başka endişe edeceğimiz bir şey yok, değil mi?
لكن ليس هنالك شئٌ يدعو للقلق بشأنه ,... هل هنالك ؟

Söylediklerimde anlamadığın bir şey var mı?
هل هنالك شئٌ لم تفهمه ممّا قلته لتوّي ؟

Tehdid hâlâ yapılabilecek bir şey olduğu anlamına gelir.
التهديد يعني أنّه مازال هنالك شئٌ سيحدث

Dünyada çevrendekileri aşağılamaktan daha fazla zevk veren bir şey mi var?
هل هنالك شئٌ أمتع من إذلال أقرانك ؟

Orada bir yerde devam eden kesinlikle bir şey var
هنالك شئٌ ما يحدث بالتأكيد

Söylemem gereken bir şey var.
هنالك شئٌ أرغب بقوله

bir şey daha var...
... هنالك شئٌ آخر

- bir şey daha var.
- هنالك شئٌ واحد-

Sweetums'ın sana ulaştığını ve senin kabul etmediğini biliyoruz ama tekrar düşünme şansın var mı?
نعلم أنّ سويتمس حاولت التوقيع معك وأنت رفضت، هل هنالك شئٌ قد يغيّر رأيك ؟