Brad, şimdi neden endişelenecek bir şeyler olduğunu söyledin? | Open Subtitles | براد لماذا قلت أن هنالك شيئًا الآن يتوجب علينا القلق حياله؟ |
Ama... Bence bana söylemediği bir şeyler var. | Open Subtitles | لكنّي أعتقد أنّ هنالك شيئًا لا يخبرني إيّاه. |
Burada şüpheli bir şeyler döndüğünü biliyordum. | Open Subtitles | كنتُ أعلم أنّ هنالك شيئًا مريبًا يحدث هنا |
Sesinde bir şeyler vardı o gece benim tarafımı tutan bir şey | TED | وكان هنالك شيئًا ما بوقوفه معي تلك الليلة ... |
Ama görünüşe göre bir şeyler eksik. | Open Subtitles | لكن يبدو أن هنالك شيئًا مفقودًا |
Tabii ki yatmayacağım ama bu akşam sanki özel bir şeyler oluyor. | Open Subtitles | -بالطّبع لا . لكنّ الليلة أفكّر أنّ هنالك شيئًا مُميّزًا هنا، أعني، لقد تحدّثنا وضحكنا... |