Ama seni hatırlaması gerekmeyecek çünkü sen hep burada olacaksın. | Open Subtitles | و لن يتوجب عليه أن يتذكرك لأنك ستكون هنا دائماً |
Bu kılıfı onun için kendim işlettim ve hep burada saklarım. | Open Subtitles | لقد طرزت لها هذة الحقيبة بنفسى وأضعها هنا دائماً |
Bak, Biliyorum beni Her zaman burada görüyorsun, bunu istemiyorsun değil mi? | Open Subtitles | إنك تريني هنا دائماً و لا تريدين مصادقتي |
Bu kızlar buraya her zaman geliyor. Bize destek çıkabilirler. | Open Subtitles | هؤلاء النساء يأتين إلى هنا دائماً بامكانهم الدفع عنا |
Ağabeyim hep buraya gelirdi. Hiç kimlik sormuyorlarmış. | Open Subtitles | كان أخي يأتي هنا دائماً إنهم لا يدققون الهويات |
Buraya hep bunları itiraf etmeye gelirim. | Open Subtitles | أنا آتِ إلى هنا دائماً للإعتراف بخطيئتي الأصلية |
buraya sürekli böyle garip şeyler gelir. Mektubu dosyaya attım. | Open Subtitles | أنت تعرف، أشياء غريبة تأتي إلى هنا دائماً أنا فقط رميته في الملف |
Truman, bu komik değil. Kurnaz insanlar Burada her zaman sınavlarda çaktılar. | Open Subtitles | هذا ليس مضحكاً الناس الأذكياء تطرد من هنا دائماً |
Bu kılıfı onun için kendim işlettim ve hep burada saklarım. | Open Subtitles | لقد طرزت لها هذة الحقيبة بنفسى وأضعها هنا دائماً |
Ben hep burada otururum. | Open Subtitles | أنا أجلس هنا دائماً فهو مكان هادئ بالنسبة إلي لإنجاز عملي |
Keşke hep burada yaşasam. | Open Subtitles | يا للروعة أتمنى لو كان بإمكاني العيش هنا دائماً |
Charleston'a geldiğimizde hep burada kalırız. | Open Subtitles | نحن نقيم هنا دائماً عندما نكون في تشارليستون |
Bay Scroggins hep burada olacağımı ve bütün gemilerdeki kaptanların dürbünleriyle bana bakacağını söylüyor. | Open Subtitles | السيد سكروجينس يقول ... سأكون هنا دائماً وكل قباطنة السفن سينظرون لي من خلال المناظير |
hep burada takılırdık burası kasaba dondurması satarken. | Open Subtitles | إعتدنا التسكع هنا دائماً, عندما كانت سابقاً "قرية الآيس كريم" |
Tatlım sana söyledim. Her zaman burada kalabilirsin. | Open Subtitles | عزيزتي، لقد أخبرتك أنه سيكون لك مكان هنا دائماً. |
Her zaman yanımda olduğunuz için. Her zaman burada olduğunuz için. | Open Subtitles | لكونكم متواجدين دائماً وستكونون هنا دائماً. |
Burada olmam gerekiyor. Her zaman burada olacağım. | Open Subtitles | لابد أن أبقى هنا سأبقى هنا دائماً |
Sana buraya her zaman gelen çocuğun sana çıkma teklif etmek istediğini söylemeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنه يحاول إخبارك إن الرجل الذي يأتي هنا دائماً قال أراد الخروج معك في موعد |
buraya her zaman gelirim. Bunu herkes bilir. | Open Subtitles | أتى هنا دائماً كل شخص يعرف ذلك |
Evet, ailem çocukken beni hep buraya getirirdi. | Open Subtitles | نعم، أبويّ كَانوا يَجْلبونَني هنا دائماً عندما كنت طفلاً. |
Neden Buraya hep yalnız geliyorsun? | Open Subtitles | لماذا أنتِ هنا دائماً بـ مفردك؟ |
buraya sürekli geliyorum. Ve şimdi sen de buradasın. | Open Subtitles | فأنا آتي إلى هنا دائماً والآن أنت أتيت هنا |
Burada her zaman bir işin olacak. | Open Subtitles | سيكون لديك عمل هنا دائماً |
Burası hep güneşli ve kurak. İnekler yabani ottan başka bir şey yemiyor. | Open Subtitles | هنا دائماً الجو مشمس وجاف البقر لا يأكل شيئاً سوى العشب الضار |
Burası hep böyle karanlık mıdır? | Open Subtitles | هل المكان مظلم هنا دائماً |