Bir baban olmadığı için burada olduğunu düşünüyorsun değil mi? | Open Subtitles | أتعتقد ربما أنك هنا لأنه لم يكن لديك أب, صحيح؟ |
Benim için burada değilsin. | Open Subtitles | انتى لستى هنا لأجلى انتى هنا لأنه و لمرة |
Onun deli gibi, çok agresif birisi olduğu için buraya geldiğimi düşünmeni istemem. | Open Subtitles | ولا أريد أن تعتقد أننى هنا لأنه شخص مجنون وعدوانى |
Belki de başka kimsenin görmemesi gerektiği için buraya getirdin. | Open Subtitles | حسناً ربما أحضرتها هنا لأنه لا يسمح لأي شخص آخر برؤيتها |
Buradayım çünkü hukuki olarak kaydedilmiş 20 saatlik konuşmanın tümünü doğrulamak zorunda bırakıldım. | TED | أنا هنا لأنه تم طلبي بشكل قانوني للمصادقة شخصيا على 20 ساعة من حوار مسجل. |
Buradayım çünkü yaklaşık yarım saat önce, zehirli bir madde dışarıda, bu binanın etrafında serbest bırakıldı. | Open Subtitles | أنا هنا لأنه منذ حوالى نصف ساعة تم إطلاق مادة سامة بالخارج حول هذا المبنى |
O burada çünkü bir kalp ameliyatı olacak. | Open Subtitles | وهو هنا لأنه هو وجود عملية جراحية في القلب. |
Buradasın çünkü karım olmadan bu hotelde kalmam benim için zor olurdu. | Open Subtitles | أنت هنا لأنه سيكون من الغريب جداً بالنسبة لي أن أكون في هذا الفندق دون زوجتي |
Sadece o aptal gazetenin editörü olduğu için burada. | Open Subtitles | هو فقط هنا لأنه رئيس تحرير الورقة الغبية لماذا انت مهتم حتى؟ |
Sadece o aptal gazetenin editörü olduğu için burada. | Open Subtitles | هو فقط هنا لأنه رئيس تحرير تلك الورقة الغبية |
Bu binada çalışan herkes vatansever olduğu için burada. | Open Subtitles | كل شخص يعمل في هذا المبنى يعمل هنا لأنه وطني |
Gelecek seçimi göz önünde bulundurmak için burada. | Open Subtitles | هو هنا لأنه يريد من أوراقي اللعينة أن تكون مساعدة له من أجل الإنتخاب القادم. |
Ya da patronu için Alison'a mesaj attığı için burada. | Open Subtitles | او انه هنا لأنه راسل اليسون لمديره |
Millerce alandaki tek yiyecek kaynağı burası olduğu için buraya geliyorlar. | Open Subtitles | إنها هنا لأنه المصدر الوحيد للطعام على محيط أميال |
Çok rahat olduğu için buraya getirttim. | Open Subtitles | كان ولا بدّ من جلبه إلى هنا لأنه مريحٌ للغاية! |
Bize yardım etmek için buraya geldin ama her saniyeni bizi yıkmak için, beni yıkmak ve kendi gündemine itmek için harcadın. | Open Subtitles | انت هنا لأنه افترض بك أن تساعدينا، و قضيت كل ثانية محاولة انتقادنا، انتقادي، اقحام نظامك اللعين! |
Buradayım çünkü, buranın 30 km kuzeyindeki sismik alıcılardan sinyal aldım. | Open Subtitles | وأنا هنا لأنه يوجد مستشعرات زلزالية تسجل نشاطاً بدرجة 30 شمال هذه المنطقة |
Buradayım çünkü sonuçta gerçeğin ortaya çıkması için bu riske değer. | Open Subtitles | إنني هنا لأنه تم الإيقاع بنا إنني هنا لأنه في النهاية فإن الحقيقة جديرة بالمخاطرة |
O burada çünkü dosyayı hepimizden daha iyi biliyor. | Open Subtitles | انه هنا لأنه يعرف هذه القضية أفضل من اي أحد منا |