"هولوود" - Translation from Arabic to Turkish

• Hollywood

Dur- dur biraz! Bunlar market ismi değil. - Kulağa daha çok bir Hollywood yıldızının özgeçmişi gibi geliyor.
لحظة ، هذه ليست أسماء متاجر إنها أسماء لأفلام هولوود

Yetkililerin dediğine göre bütün bu korkunç cinayetler Hollywood yıldızı olan Blanca Champion'u... etkilemek içindi.
السلطات تقول حادثة قتل جدا فقد ليبهر هولوود

Riles Ella Batı Hollywood'un Kötü Cadısı değil.
رايلي إيلا ليست الساحرة الشريرة لغرب هولوود

Hollywood'la adeta bir top gibi oynadım. Spor yapmaya daha önce hiç bu kadar yaklaşmamıştım.
لقد نجحت في مجادلة عاملي هولوود يعتبر القيام بهذا أقرب شيئ لممارسة الرياضة

Birkaç Hollywood salağı bana bir filmde başrol verdi.
بعض من عامل هولوود الأغبياء أعطوني دور رئيسي في فلم ما

Bas git, Hollywood. Söylediğim her kelimeyi altına çeviren bir kolej çocuğuna zaten sahibim.
اخرج من هنا يا صبي هولوود ، لدي مسبقاً فتى جامعي يحول كل كلمة أقولها إلى أسطر من ذهب

Şu andan itibaren, bir Hollywood sitcomu kadar komik olacağım.
سوف أكون الأقل مرحاً في مسارح هولوود الهزيلة .

Hollywood Bulvarı'nda kollarımın arasında kan kaybından öldü. Benim yüzümden.
لقد نزفت حتى الموت في شارع هولوود

Peter'ı daha önce nişanlandığım, reşit olmayan bir hayat kadınının anlaşmalı bir cinayetle öldürüldüğü Hollywood'un efsanevi
وجدنا بيتر في الفندق الاسطوري "شاتو مورمونت" في هولوود, المكان الذي فيه تورطت في

Şuna bakın. Kemer takıyor. Tam Hollywood`luk.
انظروا إليه ، إنه يرتدي حزام هذه صناعة (هولوود) الكاذبة

Bogart, Hollywood'daki kaldırımı mahvettiğinde kimsenin umurunda olmadı.
لم يهتم أحد عندما (بوغارت) طبع يداه برصيف هولوود

Hollywood'un iç yüzünü bilenleri şaşırtan bir hamle yeni boşanan çocuk Troy McClure McBain TV'deki yardımcı oyuncu teklifini reddetti ve kendi yönetmenliğini ve oyunculuğunu yapacağı "The Contrabulous Fabtraption of Professor Horatio Hufnagel" filmine başladı.
(في فيلم جريئ صدم ناقدي (هولوود (المُطلق حديثاً (تروي مكلور (قد تخلى عن دور مساعد البطل في فيلم (مكباين

Hollywood at kuyruğu çekişi!
رمية هولوود الشهيرة

Her pazartesi, Hollywood'a giden Tinseltown Starliner treni saat 1:17'de dururdu.
أنت مطرود" "كلتا عجلتا الدراجة أصبحت بذات الحجم" كل يوم اثنين يأتي القطار بتمام الساعة 1: 17 م لإلتقاط المسافرين إلى هولوود

O çoktan Hollywood oldu bile.
-هو؟ لقد ذهب إلى هولوود

Ve Hollywood!
و هولوود