"هو أنه ليس" - Translation from Arabic to Turkish

    • değil
        
    • olmamasıdır
        
    Bunun etkisi, tabi ki, sadece kehribar tahıl dalgaları değil, dağlar kadar tahıl. TED تأثير ذلك بالطبع، هو أنه ليس فقط موجات الكهرمان للحبوب، إنه جبال لأشياء.
    Fakat resmin aslında size gösterdiği şey yalnızca bu aşırı örnekler değil, dış aydınlatma her yerde kullanılıyor. TED ولكن ما توضحه هذه الصورة هو أنه ليس فقط هذه الأمثلة المتطرفة، ولكن أي مكان يستخدم إنارة خارجية.
    O adama bayılıyorum, çünkü açık konuşuyor. Yapmacık değil. Open Subtitles أَحب هذا الرجل لأنه يخبرنا بالأمر كما هو , أنه ليس مزيفاً
    Ve onu kutsal kılan şeylerden biri gelecek ya da geçmiş hakkında düşünme fırsatınızın olmamasıdır. TED وأحد الأشياء المقدسة حقا بخصوصه هو أنه ليس لديك أي فرصة للتفكير في المستقبل، أو الماضي.
    Mars'ın özellikle dikkat çekmesinin sebebi ise: Bizden çok uzak olmamasıdır. TED و السبب الذي يجعلنا نولي المريخ اهتماماً زائداً هو أنه ليس بعيداً كثيراً عنا
    Malı ele geçireceğim ama bilmeni isterim ki mal bizde değil. Open Subtitles سوف أستعيد الحمولة و لكن كل ما أعرفه هو أنه ليس لدينا قانوننا و للأميركين قانونهم
    Hayır, söylediğim şu ki bu hiç profesyonelce değil ve kanıt olmadan suçlamada bulunmak hiç güvenilir değil. Open Subtitles لا , ما اقوله هو أنه ليس مهنياً و ليس من المسئولية أن نلقي الاتهامات بدون ادلة
    Tek dediğim bu. Büyütülecek bir şey değil yani. Tabii, tabii. Open Subtitles كل ما اقوله هو أنه ليس شيء كبير انظر أحتاجك أن تفهم هذا , اوك ؟
    Çıkmaz yollara isteyerek değil ihtiyacımız olduğu için girdiğimiz. Open Subtitles هو أنه ليس طريق مسدود إذا كان سيأخذك في مكان ما فأنتِ بحاجة للذهاب.
    İyi haber şu ki, adam Çin'de değil. Open Subtitles .و الآن , الخبر الجيد هو أنه ليس في الصين
    En iyi arkadaşının bir Milyoner olması dünyadaki en kötü şey değil. Open Subtitles كل ما أقوله هو أنه ليس أسوء شيء في العالم أن يكون لديك صديق مليونير
    Tek bildiğim şu, o deli değil, saplantılı. Open Subtitles كل ما أعرفه هو أنه ليس مجنوناً، بل مهووساً.
    Ve bunun hakkında güzel olan; Bu parayı boşa harcamak değil, burada özgürlük kazancı var. İnsanları kendilerine çalışmak için kölelikten kurtadığınız zaman motivasyon bulacaklar mı? TED والشيء الرائع بحياله هو أنه ليس مبلغا سنخسره، ثمة أرباح تجلبها الحرية. عندما تخلص البشر من الاستعباد ليعملوا لإعالة أنفسهم، ألن يكونوا جد متحفزين؟
    Demek istediğim o sizin gibi değil. Open Subtitles ما أعني أن أقوله هو... أنه ليس مثلك. ربـّما قد يُـسيئ فهمي.
    Demek istediğim o sizin gibi değil. Open Subtitles ما أعني أن أقوله هو... أنه ليس مثلك. ربـّما قد يـُسيئ فهمي.
    Aslında adam o kadar da haksız değil. Open Subtitles الشئ هو , أنه ليس ببعيد عن هذا
    Belki de seksin terbiyesiz sırrı aslında terbiyesiz olmamasıdır. Open Subtitles "ربما السر الصغير القذر بشأن الجنس هو أنه ليس قذر أبداً"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more