"هو التأكد" - Translation from Arabic to Turkish

    • sağlamak senin
        
    • yaptığından emin
        
    • emin olmak
        
    Bunun olmamasını sağlamak senin bir nevi işin değil mi? Open Subtitles أليس عملكِ هو التأكد أن لا يحصل هذا ؟
    Ve Glickenstein'a birşey olmamasını sağlamak senin işin, ya da seni geri dönüşüm kanalına atarım ve kamburunu katalizör olarak kullanırım! Open Subtitles ... ( و عملك هو التأكد من ألا يحصل أي مكروه لـ ( غليكنشتاين " و إلا سألقي بك في قناة اعادة التدوير و أستخدم سنامك كـ " مطب
    Tek yapmamız gereken Kadour'un içeri girip takası yaptığından emin olmak. Open Subtitles كل ما علينا هو التأكد ان كادور يدخل و يقوم بالصفقة
    İşi yaptığından emin olmak benim işim. Open Subtitles عملي هو التأكد من أنك تؤدى عملك
    Tek yapman gereken kaplanın yarına kadar transfer edildiğinden emin olmak. Open Subtitles كل ما ينبغي عليك فعله هو التأكد من نقل النمر غدا
    İşimi yapıyorum ve bunun bir parçası da House'un da yaptığından emin olmak. Open Subtitles هو التأكد من قيام هاوس بعمله
    Vincent'ın bunu yaptığından emin olmanın tek yolu onu korumak için Cat'in hayatta olmaması. Open Subtitles والطريقة الوحيدة لمعرفة ذلك هو التأكد من أن (كات) ليست على قيد الحياة لتنقذه
    Amacımız, maliyeti ya da erişilebilirliği yüzünden hiçbir çocuğun geride bırakılmadığından emin olmak. TED إن هدفنا هو التأكد من عدم إقصاء أي طفل ، بسبب التكلفة أو التوفر.
    Barış sağlamak ve savaşları durdurmak için yapabilceğimiz şeylerden biri de dünyadaki en zengin ülkelerinin gelişmekte olan ülkelere yardım ettiğinden emin olmak. TED وأحد الأشياء التي نستطيع فعلها لإيقاف الحروب وإحلال السلام هو التأكد من أن أغنى دول عالم تساعد الدول النامية.
    Ve yaptığımız şey, ne zaman bir kutu açılsa içinde bir şey, insanları oyunda bağlı kılan küçük bir ödülün olduğundan emin olmak. TED و ما نقوم به هو التأكد من أنه في كل مرة يتم فتح صندوق, هناك شيء فيه كمكافئة صغيرة, تبقي الناس مشتركين و في حالة تقدم.
    Tek yapabileceğimiz, bir daha buraya kimsenin gelmeyeceğinden emin olmak. Open Subtitles ما يمكننا فعله هو التأكد أنه لن يأتي أحد آخر إلى هنا أبداً
    Galiba yapabileceğimiz tek şey o Kızılderililerin bir daha böyle bir şey yapmamalarına emin olmak. Open Subtitles حسناً، كل ما نستطيع فعله هو التأكد أن هؤلاء الهنود لن يفعلوا هذه الأشياء مجدداً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more