Doğru erkekle tanışmadım, o yüzden benim sevgilim bu. | Open Subtitles | لم أجد الشخص المناسب, لذلك هذا هو حبيبي. |
Bakın çocuklar... benim sevgilim burada. | Open Subtitles | انظروا ، الرجال ، هذا هو حبيبي في هناك. |
Tae Joon oppa benim sevgilim ve benim abim... | Open Subtitles | تاي جون اوبا هو حبيبي ... اسم الاوبا الخاص بي هو |
hayır tatlım,Jason siparişleri getiriyor, babanız benim Erkek arkadaşım biliyorum, anneniz bile güler buna. | Open Subtitles | لا عزيزتي ، (جايسون) يوصل الأغراض بابا هو حبيبي أعرف ، هذا يجعل ماما تضحك أيضا ً |
Erkek arkadaşım ve motorsikleti var. | Open Subtitles | هو حبيبي و يملك دراجة نارية |
Kalbim, o benim sevgilim oldu. | Open Subtitles | " .. هل سيصبح " " هو حبيبي ؟ " |
Daha önce söylemiş miydim? - Artık benim sevgilim Chad! | Open Subtitles | تشاد هو حبيبي الآن - مرحباً - |
Darrell adında bir çocukla tanıştım ve şimdi Erkek arkadaşım. | Open Subtitles | لقد قابلتُ رجلاً يدعى (داريل) والآن هو حبيبي. |
- O kardeşim değil. Erkek arkadaşım. | Open Subtitles | ذلك ليس أخي، بل هو حبيبي. |
O adam benim eski Erkek arkadaşım. | Open Subtitles | ذلك الشاب هو حبيبي السابق |