Bay Lawson, her şey yolunda. Size birazdan yardım edecek. | Open Subtitles | سيد لوسن إنه بخير.هو سوف يساعدك خلاال دقيقة |
Karısı onu terk edecek, parasının yarısını alacak ve o da hapse girecekti. | Open Subtitles | زوجته ستتركه و تأخذ نصف نقوده و هو سوف يدخل السجن |
Benim tahminim, işkence olmadığını iddia edecek bir Çinli yetkiliyi tanık listesine ekleyecekler. | Open Subtitles | حسنا، تخميني هو سوف يحصلون على مسؤول صيني في قائمة شهودهم في الإصرار على عدم وجود تعذيب |
Ve hapishanede ömür boyu kaldığın süre boyunca günde dört öğün yemek yemeni garanti edecek. | Open Subtitles | التهمة على اية حال وكشرط لعيشك في سجن للبشر هو سوف يتأكد ان تحصل على اربع وجبات في اليوم |
Elbette sırnaşık sevgisini takdir edecek birisini bulacaktır. | Open Subtitles | هو سوف يجد شخصاً يقدر طريقته في الحب المفعم |
Elbette sırnaşık sevgisini takdir edecek birisini bulacaktır. | Open Subtitles | هو سوف يجد شخصاً يقدر طريقته في الحب المفعم |
Yemekte sosyete kız arkadaşına evlenme teklif edecek ve yemeğimin ona evet dedirtmesi gerekiyor. | Open Subtitles | هو سوف يتطلب الزواج من صديقته المقربة المثقفة اثناء تناول الطعام وطعامي يجب ان يجعلها تقبل |
edecek canım, hep güzel zamanlarda. | Open Subtitles | هو سوف يكون عزيزتى فى أحسن أوقاتة |
Hank'in buradan çıkmasına yardım edecek. | Open Subtitles | هو سوف يساعد هانك للخروج من هنا |
New York'ta çok rahat edecek. | Open Subtitles | هو سوف يبلي بلاء حسنا في نيو يورك |
Çünkü sonunda beni terk edecek. | Open Subtitles | لإنه في نهاية المطاف هو سوف يغادر |
"Şayet Cromwell bu şekilde devam edecek olursa "kendisini Kral yapacak, tek yapacağı şey de "halkını boğazlamak olacak..." | Open Subtitles | لو سمح ل(كروميل) بالتمادي كما هو سوف يجعل من نفسه ملكاً ولن يكون هناك شيئ سوى قطع الأعناق |
Senden sonsuza dek nefret edecek. | Open Subtitles | هو سوف يكرهك للأبد |
Elbette edecek. | Open Subtitles | بالطبع هو سوف. |
Bize koçluk mu edecek yani? | Open Subtitles | ) هو سوف يقوم بتدريبنا؟ |