Biliyoruz ki Tanrı, Genellikle büyük orduların tarafındadır. | TED | نعرف أن الله هو عادة إلى جانب الكتائب الكبيرة. |
Resmi tasarım Genellikle önemli ve etkili tasarımdır. | TED | التصميم الرصين هو عادة تصميم مهم وفعال جدا. |
Son olarak, her otoriter tartışmanın asıl amacı Genellikle rejimin içerde ve dışarda meşruluğunu artırmaktır. | TED | وأخيراً، هدف أي جهود لتداول سلطة إستبدادية هو عادة زيادة شرعية الأنظمة، في كلا من الوطن والخارج. |
Siyah Genellikle şasedir. Onu keseceksin. | Open Subtitles | الأسود هو عادة السلك الأرضى و هو ما عليك قطعه |
Bir şeylerin kıyıya vurması genelde bir fırtına sonrasında olur. | Open Subtitles | هو عادة بعد عاصفة عندما أيّ شئ مغسول على الشاطئ. |
Genellikle insanlara yardım eder bazen de kontrolünü kaybeder, ama o kötü biri değildir. | Open Subtitles | هو عادة يساعد الناس لكنه احيانا يفقد السيطرة لكنه ليس شخصاً سيئاً |
Genellikle sokağın kuzey tarafına park eder. | Open Subtitles | هو عادة يوقفها في الجهة الشمالية من الشارع |
Bir kadın sana evini gezdirmek istiyorsa, Genellikle bu seni yatak odasına atmak amacıyladır. | Open Subtitles | نعم عندما المرأة تريد ان تريك شقتها هو عادة فقط عذر كي تأخذك الى غرفة النوم |
Öğrendiğiniz ilk kaçış Genellikle, okul dolaplarından sıvışmaktır. | Open Subtitles | أول هروب تتعلمه هو عادة من خزانة المدرسة |
Genel bilişsel zayıflama Genellikle o yaşta oluşum aşamasındadır. | Open Subtitles | التدهور المعرفي العام هو عادة سائر في تلك النقطة |
Mesela kırmızı Genellikle dur işaretleri üzerinde bulunan bir peyzaj rengi. | TED | الأحمر هو لون في المنظر الطبيعي هو عادة على لوحات (توقف) |
Bu Genellikle Bayan Brewis'in göreviydi. | Open Subtitles | والذى هو عادة وظيفة الأنسة برويس |
Genellikle tek dileğe kadar indirirdim. | Open Subtitles | هو عادة المغلي الى رغبة واحدة، حقا. |
Genellikle yeni hasta kabul etmez. | Open Subtitles | مشهور جدا. هو عادة لا يأخذ مرضى جدّد. |
Genellikle kimseyi sevmez. | Open Subtitles | هو عادة لا يحبّ أي شخص. |
Genellikle isimler konusunda çok iyidir. | Open Subtitles | هو عادة جيد بالأسماء حقيقة |
Genellikle eşler çekleri paraya çevirir. | Open Subtitles | هو عادة الزوج الذي يصرّفهم. |
Evet, Genellikle bu şekilde çalışırlar. | Open Subtitles | نعم ذلك هو عادة مايفعلونه |
genelde sadece köpekler alerji yapar. | Open Subtitles | هو عادة فقط الكلاب التي تَعمَلُ لى ذالك. |
Ama alıştım buna. genelde senaryolara kafa yoracağına sahilde gezer. | Open Subtitles | اعتدت على ذلك، هو عادة يتنزه في الشاطيء بدلاً من ضجيج الكواليس |
Ama en çok beni sever, o yüzden genelde bana iyi davranır. | Open Subtitles | لكن، كما تعلم أنا المفضلة لديه، لذا هو عادة طيّب معي. |