"هو عليه مثل" - Translation from Arabic to Turkish

    • nasıl
        
    • olduğunu
        
    Tek başına olmanın nasıl olduğunu anlatmanı istiyorum. Open Subtitles لماذا لم تخبرني ما هو عليه مثل هناك؟ تعلمون، عندما كنت بنفسك.
    19 yaşında ve aşık olmanın nasıl şeyler olduğunu hatırlıyorsundur. Open Subtitles هيا، كنت تتذكر ما هو عليه مثل لتكون 19 و في الحب.
    Babamın gazabına maruz kalmak nasıl birşeydir bilirim. Bence çocuklarının üzerine, az önceki kadar gitmemiştir. Katiyen. Open Subtitles أنا أعرف ما هو عليه مثل ان تعاني من غضب والدي صدقيني سأحصل عليه
    Size son fırtınadan sonra kulübenin içinin nasıl olduğunu göstereyim. Open Subtitles وسوف تظهر لك فقط ما هو عليه مثل في بونخوسي هنا بعد العاصفة الأخيرة.
    Burada olmanın nasıl bir şey olduğunu asla tam olarak kavrayamayacaklar. Open Subtitles أنها لم تحصل على ذلك. انهم لن نفهم تماما ما هو عليه مثل أسفل هنا.
    Burada yaşamanın nasıl bir şey olduğunu konuşmak için yaşıtlarımızı arıyorduk. Open Subtitles نريد أن نتحدث مع شخص ما حول سن لدينا عن ما هو عليه مثل الذين يعيشون هنا.
    Sevdiklerini kaybetmenin nasıl birşey olduğunu bilirim. Open Subtitles وأنا أعلم ما هو عليه مثل أن يكون محبوبا وفقدت.
    Dünya'da büyümenin nasıl bir şey olduğuyla ilgili çok şey okudum. Open Subtitles لقد قرأت الكثير عن ما هو عليه مثل أن يكبر على الأرض.
    Öyle birinden para aldığımı nasıl açıklayacağımı bile bilmiyorum. Open Subtitles أنا لا أعرف كيف أشرح ما هو عليه مثل لأخذ المال من شخص من هذا القبيل
    O zaman hapiste olmanın nasıl bir duygu olduğunu da öğrenecek. Open Subtitles ثم قالت انها سوف تعلم ما هو عليه مثل أن يكون في السجن.
    Şimdi kurbanlarından biri olmanın nasıl bir şey olduğunu anlayacaksın. Open Subtitles الآن أنت تعرف ما هو عليه مثل ل يكون واحدا من ضحايا الخاصة بك.
    Savaştan dönmenin nasıl bir şey olduğunu bilen insanlar. Open Subtitles الناس الذين يعرفون ما هو عليه مثل ل يعود من الحرب.
    Babanın karşısında durup, ona bir katil olduğunu itiraf ettirmenin nasıl bir şey olduğunu düşün. Open Subtitles تخيل ما هو عليه مثل على الوقوف على الجانب الآخر من والدك ويكون له الاعتراف بأنه هو القاتل.
    O özel kadını bulman nasıl bir histir bilirim. Open Subtitles أنا أعلم ما هو عليه مثل لتجد أن امرأة واحدة خاصة.
    Çünkü bir şeyler hissetmenin ne demek olduğunu unuttun. Open Subtitles لأنك قد نسيت ما هو عليه مثل أن يشعر العواطف.
    Ümidini kaybetmenin ne demek olduğunu çok iyi bilirim. Open Subtitles أعرف ما هو عليه مثل أن تفقد الأمل ، ليشعر المحاصرين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more